ya bazı tavla karşılaşmaları vardır hani. kazananın belli oldugu ama iki tarafında amacsızca oynamayı sürdürdüğü o lanet olası tavla müsabakaları. sonra oyunculardan biri çıkar "oyun olur ya oyun." der ve taşlar tekrar dizilir. lan bu maçta da allah belamı versin biri çıkıp da "oyun olur ya. hadi bitti maç dagılın" diyecek diye bekledim. bir memleketten hiç mi sporcu çıkmaz arkadaş. beşiktaş'ı aynı, galatasaray'ı aynı, fener'i aynı. hepsi aynı bokun laciverti. sahadaki bacak kadar veletler trilyonluk ama icraat yok. bir tribün ancak bu kadar net olarak keriz yerine konur. kayserililer sanki pes oynayıpda gelmişler. gollerin hepsi ordan alınmış gibi. fenerbahçe'de ise orta saha yok. defans zaten çaresiz. forvetler "ben ne karışıcam ya. benim meselem degil ki bee." tavırlarında. ben başkanın yerinde olsam çok net söylüyorum bu kadar adamı soyunma odasında döverim. ama güzelcene bi döverim. tolunay resmen alay etti be koca takımla. yerin dibine soktu koca kulubu. son dakikada aghahowa'yı oyundan aldı bütün stada alkışlattı oyuncuyu. sen zaten 50 ytl verip oraya gelmişsin. takımın rezalet. birde üzerine rakip takımın showunu izleyip forvetine alkış tutmuşsun. o saatten sonra staddan ayrılsan ne olur, yonetim istifa desen ne olur. atı alan üsküdar'ı geçmiş, kayseri'ye dogru yola çıkmış bile..
kıran kırana degil aksine hiç pes bilmeyen biriyle iyi pes oynayan birinin karşılaşmasının canlandırması gibi olan maçtır.
