Bir adamı on yıl sevmiş biri olarak yapmakta geç kaldığım bir eylemdir. Her gün sevecek bir şeyini bulurdum. Bir gün ellerini, bir gün beyefendiliğini, başka bir gün gülüşünü. Her gün her gece bıkmadan sevdim ama asla gelmedi. Beklediğimi/bekleyeceğimi bile bile. Gitgide bir duvarı sevmekten farksız olmuştu.
Bir rüyayı, güneşi, uzak bir yıldızı...
Elini uzatıp kendine çekemeyeceğin bir şeyi...
Sonra unut dedim kızım senin senden başka sarılacak kimsen yok.
Ağlaya ağlaya unuttum, bir çırpıda olmadı tabi hatta bir yıldan bile uzun sürmüştür belki bilemiyorum. Öyle işte.
Sevmekten vazgeçin dostlar.
En azından çok sevmekten vazgeçin!