Ali şeriati özetle islam tarihi boyunca savaşılanın dinsizlik değil din olduğunu anlatıyor. Ama bu din Allahın indirdiği gerçek din değil insanların çıkarları için kullandığı din. Hatta kazananın da hemen her zaman işte bu insanların yarattığı sahte din olduğunu söylüyor.
Şeriati Onyedi, onsekiz ve ondokuzuncu yüzyıllarda avrupalı alimlerin din toplumların afyonudur sözünün doğru olduğunu söyleyerek beni şaşırttı. Ama devamında neden böyle söylediğini açıkladığında ona hak verdim. Şeriati diyorki toplumda ezilen, yoksulluk çeken, çile çeken insanlara sizin bu haliniz Allahın iradesi ile oluyor. Demekki kaderiniz böyle. Buna karşı bir şey yapamazsınız. Allahın takdirine karşı çıkamazsınız. Zaten cennette bu dünyada çektiklerinizin karşılığını misli ile alacaksınız diyorlar. Peki bunu diyenler kimler? Hepimizin tanıdığı, her gün TV lerde izlediği o insanlar. Toplumun sırtına basıp iktidarın keyfini sürenler. Cahil halkı Allah ile aldatıp, din ile kandırıp, onlar yokluk ve çaresizlik içindeyken kendileri sefa sürenler.
Bir düşünün bakalım ey ezilmiş, kandırılmış, yoksul kalmış kardeşlerim neden bizi kandıranlar zevkü sefa içinde, dünyanın bütün nimetlerini har vurup harman savururken biz halimize şükretmekle yetiniyoruz.
Halimize ancak şu durumda şükretmeyi kabul edebilirim ben. Herkes çalıştığı kadarının karşılığını alıyor, kimsenin hakkı kimseye geçmiyorsa ve yoksulluk gibi zenginlikte paylaşılıyorsa ama buna rağmen elimizde olan yetmiyorsa işte o zaman şükrederim. Aksi halde bizi kandıranların oyununa gelmiş oluruz.