avrupa maclari sonrasi meydanlarda toplanmak

entry1 galeri
    ?.
  1. son olarak milli takımımızın avrupa kupası maçları sonrasında bir çoğumuzun eylem dahilinde sesinin kısıldığı olaylar bütünü.*
    ama bu maç sonrası meydanlarda toplanma olayı bazen hedeflenen ''gideyim de iki bağırıp deşarj olayım'' isteğini baltalar. hatta çoğu zaman eve iki kat sinirle dönersiniz.

    hakemin bitiş düdüğü ile oturduğunuz mahalle bir anda korna ve silah sesleri ile yankılanmaya başlar. vücudun fazla seratonin salgılıyor olmasından mütevellit beyin fonksiyonları bazı işlevleri yerine getiremez olmuştur bir kere...
    bayrağınızı kaptıktan sonra varsa arabanıza, yoksa mahalle gençlerinin doluştuğu kamyonete atlar, bir yandan bayrağı sallarken diğer yandan götünüzü yırtarcasına bağırırsınız.

    -töğrkiyeaaah! löylöylöylöylöylöylöylöylöööööaaaağğy oooouuğ töğrkiyeaaah!

    yani şimdi durup bir düşünün şu manzarayı. bir kamyonetin tepesine tünemiş ellerinde bayraklar ile kendilerini yırtan bünyeler...
    abi gavur görse ne der!? sanırsın viyana'yı yeniden kuşatmaya gidiyorlar.
    trafik zaten sadece bu tip olaylarda aynı düşünceye sahip olabilen türk insanı içgüdüsü yüzünden santim santim ilerler. ve bir şekilde kalabalığın yavaş yavaş oluşmaya başladığı meydana gelinir...

    bayrağını kapıp gelen yüzlerce insan aynı meydanda hep bir ağızdan aynı şeyleri tekrar etmektedir. görülen manzara muhteşemdir. hemen hemen herkes ordadır. bakkal rıfat abi karısı ve çocuklarını almış gelmiş, iddaa'cı hüseyin hoca arkadaşlarının yanında halay çekiyor, uzun zamandır görmediğiniz liseli serap * anne ve babası ile birlikte kenarda durmuş meydanda eğlenen insanları izliyor, sivil polis necati halkın arasına karışmış elindeki davul ile halay çekenlere eşlik ediyor...
    işte tam bu esnada kendilerinde liderlik vasfı olduğundan emin bir şekilde yüksek bir yere çıkan bünyeler meydanda bulunan kalabalığı organize etme çabası içine girerler. heykel tepesine falan çıkanları görülür mesela. eller kollar sallanarak ordan komutlar yağdırmaya başlarlar;

    -çök çök çök çök çök!

    ulan bir kişi de çıkıp demez ''niye çöküyoruz arkadaş!? siz kimsiniz ki!?'' harbiden neden çöküyoruz ki?
    o esnada pusuda bekleyen sürü psikolojisi devreye girer ve meydanı dolduran kalabalığın büyük bir bölümü çökme eylemini yerine getirmiştir. artık ''çök'' geçtir.
    akabinde bu organizatör kardeşlerim yine acaip el kol hareketleri ile saymaya başlarlar;

    -biiiir! ikiiiiiiii! üüüüüüüç! pınarbağşı buğrma buğrma yöeaar yöeaar...

    hatırlarsanız liseli serap ve ailesini yedek klübesinde ısınırken bırakmıştık. serap'ın babası kenarda bekleyen bir çok bünyenin sonradan gaza gelip kendini olayın akışına bırakması gibi daha fazla dayanamıyor ve karısının olumsuz direktiflerine rağmen halaya dahil oluyor.
    davullar,zurnalar,halaylar,direktifler,kavgalar falan derken meydan yavaş yavaş boşalmaya, trafik ise çarşamba pazarına dönmeye başlıyor. yine kornalar, yine bağırışlar...

    eğlenmeyi seven bir milletiz netekim. ama yakın akrabanızın düğünü olsa bu kadar eğlenmezsiniz, tepine tepine halay çekmezsiniz mesela.
    fakat bu tip gecelerin sabahında ise elinizde olan iki şey oluyor; uykusuzluk ve ses kısıklığı.

    teşekkürler türkiye.
    1 ...