futbol aşkının ataerkil bir şekilde evrilerek çocuğu koyma şekline dönüştüğü bir toplu oyunudur. bazı memleketlerde, oyuncuların üniversiteyi kazanıp o sehirden gidene kadar dokuz aylık oynadıgı rivayet edilir.
kuralları mahalleden mahalleye değişse de genel hatları ile şu şekildedir;
- topun yerle teması var ise; yalnızca bir kere dokunabilirsiniz.
- havada istediginiz kadar sektirebilirsiniz.
- kaleci topu havada yakaladı ise; topa en son dokunan kişi kaleye geçer.
- golün atılış zorluguna göre kaledeki kişinin doğum sancıları da artar. *
- dokuz aylık olan yani toplamda 9 puanlık gol yiyen kaleci oyundan çıkar. unvanı ise anne olur. işte bu kısımda iki tip devam vardir.
yönerge şeklinde açıklanırsa;
1- kaleciye son golü atıp 9 aylık yapan kişinin daha önce yedigi gollerden dolayı aldığı aylık puanları sıfırlanır. -----> puanı sıfırlanan kişi kaleye geçer. -------> oyun aynı şekilde devam eder-------> sona kalan iki kişi, seri penaltı atışları sonucu oyunun galibini belirler.
realite: oyundan çıkan kişilerden birinin muhtemelen top sahibi olması ve "top benim, ben oynamazsam kimse oynayamaz" yaklaşımı yüzünden bu raddeye kadar hiçbir zaman varılamamıştır.
2- kaleciye son gol atılır. ------> o anda herkesin aylık puanları ortaya dökülür.----> en az gol yiyenden, en çok gol yiyene dogru bir sıralama yapılıp; aile bireyleri belli edilir. -----> tüm oyuncular erkek oldugu için ailenin dişi bireyleri ile adetten bir taşşak geçilir. ------> sonra nedense bu gereksiz merasim sona erer ve seri top sektirme tekrarlanarak yeni bir dokuz aylık kurulur.