n'oldu biliyor musunuz? öyle hiç beklemediğim bir anda karşıma çıktı, o kadar çok uyuşuyorduk ki, hayır hayır durun öyle salya sümük aşk acısı anlatmayacağım yahu...
ne diyordum? heh... o kadar çok uyuşuyorduk ki, fikirlerimiz, yaşayış biçimimiz falan, çok iyi anlaşıyorduk, bense onun özel olduğunu düşünmüştüm. normal şartlarda, birkaç kere dilimin yanmış olmasından mütevellit yapmayacağım bir şey olan çok ilgi göstermek, özel hissettirmek, birini hayatımın merkezine koymak olan olguları onun hakettiği bir şey olduğunu düşündüm. onu özel hissettirdim, ona çok ilgi gösterdim, onu hayatımın merkezine koyup mutluluğunu mutluluk, üzüntüsünü üzüntüsü bildim, otuzlu yaşlardaki biri akıllanmıştır yahu, onlu yaşların sonundaki ergenler gibi davranmaz, kıymet bilir diye düşündüm. sonra...
sonra, sonrası basit. özel değilmiş, ilgim pek tabii onu sıktı, onun için avucunun içinde olan, elde etmek için uğraşmayacağı için çekiciliği kaybolmuş biri oldum, hayır hayır, o hayatımda tanığıdım en iyi kalpli insanlardan biri, ama kendi cinsinin tipik bir üyesi. pişman mıyım? hayır, stratejik davranarak belki bu ilişkiyi devam ettirebilirdim ama bu ben değilim. üzülmedim, üzülme faslı çoktan geçti.