tdk'nın "gerçeküstücülük" olarak tanımladığı fransızca'dan gelme bir kelime.
tdk'nın tanımı çerçevesinde "hayatı gerçekler üzerine değil hayaller üzerine, ama hayalleri de gerçekler üzerine kurma eğilimi" diye bahsetmek istiyorum kendisinden.
gerçeküstücülüğü ilk kez gabriel garcia marquez'in "yüzyıllık yalnızlık" kitabında gördüm. ama daha sonra düşündüm, elimi kaldırıp indirdiğimde oluşan hava akımının etkisi bir yıkıma sebep olacak güce sahip olsa bundan zevk alır mıydım? "evet" dediğim anda herşey gözümde değişmeye başladı. beyin gücüyle uçmak, rüyalarda her gün devam eden bir seri gibi "kendi dünyanı kurmak", hayvanlarla konuşmak, bir an için toprak olmak, ateş olmak, su olmak...fazla çocuksu, çocukluktan kalmış gibi gözüken onlarca, yüzlerce şey. Normal olmanın neresi güzel? basit olmanın neresi güzel? hayalgücünün mükemmeliyeti ile yoğrulmuş bir akıl oyunudur gerçeküstücülük.
bir, iki ya da daha fazla satır içeren bir dizi sözle yalnız bırakıyorum sizi:
Sürrealist olmak istiyorum, belki de nihilist
Tüm gerçekleri yok saymak için,
Bir günahkar olmak istiyorum
cehennemdeki ateşe üflemek için,
Bir adım atmak istiyorum cennete
yasak elmayı görmek için,
Ve ateist olmak istiyorum
Bir anda boşluğa düşmek için,
Sadist olmak istiyorum
insanların yüzündeki acıdan zevk almak için,
Ve mazoşist olmak istiyorum
önceki düşüncemden pişman olup, acı çekerken zevk almak için,