fazıl hüsnü dağlarca

entry100 galeri
    96.
  1. sivaslı karınca

    Koca Kızılırmak köpüre köpüre
    Akıyordu,
    Bir telgraf direği dibinde,
    Zamanlar kadar telaşsız ve köpüksüz,
    Yürüyordu,
    Sivaslı bir karınca.

    Karşı kıyıdan parlak,
    Kişniyordu,
    Atlar doru doru,
    Atların şarkısından ayrılmış,
    Yürüyordu,
    Atların mesafesini anlamaz.

    Sesi, adımlarının sesi, memnun ve bahtiyar,
    Duyuluyordu,
    Kahraman.
    Bir açlığın ayaklarınca aziz,
    Yürüyordu
    Yeryüzünden.

    Rahat gidişinden belli,
    Biliyordu,
    Dağı, suyu, otları, lezzetle.
    Başka karıncalardan kopmuş,
    Yürüyordu,
    Başka karıncalara.

    Gayretle, çalışmakla, yorulmazlıkla,
    Benziyordu,
    Afrika'dakine, Çin'dekine, Paris'tekine,
    Kara toprağın alnı üstünde, kara,
    Yürüyordu,
    Alın yazısından daha hür.

    Yoktu fikirlerden, davalardan haberi,
    Yürümüyordu,
    Rüyası hiç.
    Buğday tanesi üzre,
    Yürüyordu,
    Sivaslı bir karınca.
    0 ...