bugün öğretmen bizi erken saldı sözlük, alilerle simit oynadık bahçede. nefesim kesildi, halkaya giremedim. çok tekme yedim sorma. sonra burak piçi topu patlattı, koka kola kutusunu ezip devam ettik. bugün buralarda rüzgar vardı sözlük, bahçedeydim bütün gün. kızların kıçı açılsın diye hep dua ettim. tam dört kere açıldı, hepsini de gördüm. işte bugün kendimi şanslı hissettim sözlük, bilemezsin. hep kızlara laf attım eve giderkene. pişttt, deyip kaçtım hep. aramızda kalırsa sözlük, zeynep'in götüne dokundum bugün biliyor musun? bildiğin göt gibiydi. hoca gidebilirsiniz dediğinde sınıftan hemen çıkacağım ayağına şeyine şeyine elledim. külotlu çorabı keşfettim bugün sözlük? zeynep de giyiyor. annem bana da giydiriyor her sabah. buraları çok soğuk oluyormuş. ben kız mıyım? diye ağlayasım geliyor. emre'yle teneffüste tuvalete gittiğimizde pisuvarı hiç kullanmıyom sözlük. tuvaleti kullanıyorum mecburen. hep boklu oluyor tuvalet, işerken temizliyorum kapaktakilerini. benden sonraki temiz buluyor hep. annem temiz bulmak için temiz bırak diyor; ama ben hep pis buluyorum be sözlük.
bugün saçlarımın şekli çok bozuktu sanırım sözlük, soldakiler hep sağa yattı rüzgardan. kesin ondandı bence kızlar hiç bakmadı laf atmadan. eve gittiğimde annem elini yıka dedi önce. o zaman anladım durumu. yarın öndekileri de dikicem.
şimdi kalemtıraşımdaki aynayı çıkarmaya çalışıyorum sözlük, ayakkabıma yapıştırıcam. çünkü yarın rüzgarlı olmayabilir. anneme sordum bilmiyorum dedi. işimi şansa alamam sözlük. etekler açılmazsa saklı şeyleri görmemin çok yolu yok biliyorum. ben çok büyüdüm artık zeynep'le konuşmadan önce bir şeyden emin olmalıyım. çünkü annem hep derki: