benim oğlum, benim evladım sizin kirli savaşınızda ölmeyecek kadar temiz, benim evladım 20 yaşında henüz, benim evladım silah tutmayı bile bilmiyor. hala çocuk benim evladım, silah tutamayacak kadar çocuk belki.
gidin şehit annelerine anlatın " vatan sağolsun"u. gidin, tek evladını sebebini bile bilmediği bir savaşta kaybeden anneye anlatın. vatan sağolsun di mi? gidin bunu o anneye anlatın, tek oğlu öldükten sonra hangi vatan umrunda olur o annenin? vatan sağolsun demek kolay, gidin o tek evladını kaybeden annenin yanına, her gün tadıcak o acıyı o anne. siz 2 hafta sonra kıçınızı yayarak klavye başında orospu çocuu pkk diye yazarken o anne unutmuş olmayacak evladını. kaç anne var böyle? kaç annenin acısı duruyor içinde? otuz bin mi? otuz bin kere vatan sağolsun demişiz, hala sağolmayacaksa bu vatan siktir olup gidelim bu topraklardan, haketmiyoruz demek ki.
bir yapmacık " türk ordusu görevinin başındadır, bu hain saldırı... bu vahim olay... başsağlığı..." açıklaması daha duymasın o anneler, onların başlarının sağolması umurlarında değil çünkü, çocuğunu kaybetmişsin. daha büyük bir acı var mı? bitsin bu terör, barış istiyorum ben artık.
...
" durdurun bu savaşı! "
...
bizim sorunumuz yok yanıbaşımızdaki insanlarla, ben kürt kardeşime selam veriyorum her gün, aynı yerde çalışıyorum kürt kardeşimle, aynı sudan içiyorum, askerlerimiz ölünce farkı dillerde aynı ağıtı yakıyoruz, aynı toprak için kan döküyoruz...
bu savaş bizim savaşımız değil. sebebini bile bilmiyoruz bu savaşın. neden bitmediğini bilmiyoruz, her gün ölüyor orda insanlar. biz çaresiziz burda, kürt de çaresiz, türk de çaresiz. haykırıyoruz sadece, durdurun bu savaşı! ne yaparsanız yapın ama bir anne daha ağlamasın. bir ağıt daha yakmasın o anneler... türkçe, kürtçe...