maalesef ülkemizdeki şeklinin hiçbir zaman gerçek demokrasiyi yansıtmadığı yönetim biçimi..
türkiye de bir seçim olur, halkın sadece yüzde 25'ini temsil eden bir anlayış gayri meşru bir şekilde iktidara gelir ve devletin yönetimine sahip olanlar o devletin rejimiyle çatışırlar..
kimisi demokrasiyi kendi amaçlarına ulaşmak için bir vasıta, kimisi devlet olanaklarını sömürebilmek için kolay yoldan başa geçme aracı olarak görür..
bir seçim olur refah partisi birinci gelir.. o zaman istediğini yapmalıdır, çünkü halk onu seçmiştir. isterse şeriatı bile getirebilir, kimse de sesini çıkartamaz, çünkü demokrasi vardır.
ama üç sene sonra bir seçim daha olur bu sefer dsp birinci gelir. dünün şeriatçı halkı bir anda sosyal demokrat kesilir, kimse de sormaz ''ee ama bu halk üç sene önce şeriatçıya oy vermişti şimdi komüniste oy veriyor'' anlamazlar dünün koşulları ile bugünün koşulları çok farklıdır. halk bugün ak dediğine yarın bok der*..
peki bu neden böyle oluyor? yani her değişik dünya görüşü geldiğinde ''hadi halk bunu istiyor biz böyle yaşayalım, demokrasi var çünkü'' yaygaraları koparılıyor..
siyaset ve toplum bilimcileri buna şöyle cevap vermişler;
''demokrasinin gerçekten oturduğu ülkelerde iktidarı hedefleyen partiler o devletin nitelikleriyle kavgalı olamazlar. bilakis o düzenin en sadık koruyucularıdırlar.. yani iktidar kişilere oturmuş düzeni değiştirme yolunda tanınan bir hak değil, mevcut düzeni geliştirme çok daha yükseklere taşıma yolunda verilmiş bir sorumluluktur..''
sen ''laiklik elden gidiyormuş, halk isterse elbette gider'' diyemezsin..
sen ''federasyonu tartışalım'' diyemezsin.. eğer ki dersen bu yaptığın demokratik yönetim değil ihanettir ve bedeli de çok ağırdır..