sevgi

entry816 galeri video6
    112.
  1. üzerimde etki etmeye calisiyordu bir tokat gibi ya da tehdit edici, sindirici birşeydi iste, cok güçlüydü asosyalliginin yanında (böyle diyorum cünkü sosyal olmanın güclü olmaktan kaynaklandıgını düsünüyordum o zamanlar). kusursuz olmaya calisirken bunlari yasayan ben, kendimi suclu hissediyordum sanki suclanmamı gerektirecek bir şey yapmısım gibi, bagıslanmayı bekliyordum.bastan asagı sucluydum sanki.Sonrasında onun bu neye ugradıgımı sasırdıgım davranıslarını ve onu icime sindirmeye calıstıgım sessiz bir dönem gecirdim. Her seyi düşünüyordum.neden sevmek istedigimi, beni neyin çektigini,kim oldugunu neler düşledigini ve istedigini diye.onu içime sindirme evresiydi bu. yasadigim onun taktigiydi aslında, yani beni elde etme taktigi.sertligini ve en kötü yanını göstermisti ki 'kimse yasadıgı sertligi ve sonunda gelisen ezilmişligi yok sayamaz' tıpkı bende oldugu gibi.bu sessiz kaldıgım zamanda onu yüceleştiriyor ve sevilesi biri oldugunu tekrarlıyordum kendime.gercekten de öyle akilli, öyle yalın, öyle güzeldiki; yer yüzünde yasayan, tarafımdan sevilebilecek tek karsı cinsti. Evet yüceleşmişti cünkü 'yasanan sertlik yüksek bir yerden geldigi zaman hazmedilebilirdi'.
    hazmetmek icin yücelestirmistim. buradaki yüce her zaman adildir ve hakkı temsil eder,söylediklerimdeki asıl gercekleri cat cut vuruyordu yüzüme.unuttugum bene geri dönmem icin sarsıyordu adeta.cünkü beni istiyordu. adalet duygusunun dogustan oldugunu kabul edersek ona(adil olana) sıgınma istegimi anlayabiliriz. onun bende yarattıgı bu 'yüce' duygusu sonunda bende merak uyandırdı...ve baglanma ihtiyacımı karsılamak istedigim icin onu yücelestirdigimin zerre farkında degildim.yarattigi yara sonrasında yüzlerce kez dilenen 'özür' bendeki ona olan bagımlılık etkisini arttırdı.bende yarattıgı sert izleri (yüksek sesli ve asagılayıcı söylemleri) böylece tedavi ediyordu. bi cesit önce dert sonra derman oluyordu.'herkes önce, yarayı olusturanın yapacagı tedaviye muhtactır'(tahir m. Ceylan) ama sadece yaramın iyileştirilmesiyle huzur bulamıyordum,daha fazlası gerekiyordu bana.bu da birdaha yara acılmamasının garantisini almaya calisarak gecti.(yazık ki kopukluk burada basladı tabi ben simdi farkindayim bunun). bundan sonraki asamamiz ise kendisini bana bırakma istegi oldu,benim sevgimi kazanmak ve ona sıgınmak istedigini gösterdi. sanki tek yasama amacı benim sevgimdi.ve o zaman evet buydu yasama amacı.ben de 'sevdim' tam da istedigi gibi... burada onun güven saglaması gerekiyordu ki bu da tam olarak yasanamadı.bir türlü tam olarak güven veremiyordu,bagımlılıgına karsı olan savas sözünü tutamamak gibi bir sorunu vardı.bu konudaki taleplerimi karsılayamıyordu. aslina bakarsak benim isteklerim sanki onun istekleriyle örtüsüyor gibiydi. o da istiyodu benim istedigimi. hep yineliyordu fakat hicbir istek tam olarak yerini bulmuyordu.eger yapılamayacak talep idiyseler bu makul bir dille anlatılamaydı bana. bu arada ben ona davranıslarımla, sectigim tavırlarla tam güven saglamaya calisiyordum.zorlanıyordum onun istedigi türden güveni saglama konusunda, ama en iyisini yapmak benim işim oldugundan becerebiliyordum bunu.eninde sonunda bana inanıyordu.'güven', temelde dogruya sagdıklıktır.güvenilir kisiden beklenen de dogru olan kişiye sadık olmasıdır! bu asamayı tam olarak halledemeden diger bir asamaya gecmeye calışıyorduk ki o da: olusan sorunları acıkca konusabilmekti. çözüme kavusturma istegiydi. o ve ben bunu yaptıkca sıradan hayatın icinde olaganüstü bir kisinin yanında oldugumu hissettiriyor ve yasattırıyordu adeta, dolayısıyla asla onu kaybetmemem gerektigi fikrine kapılıyordum.burada, simdi(bittikten sonra) gördügüm, arkadasına yazmıs oldugu bir mailde söyle diyordu herseyin kusursuz oldugu ilişkinin sıradanlıgından kurtulmak icin kıskanclıklar yaratıyorum diyordu. Ve beni elde etmesine bir adım daha yaklaşıyordu. sıradanlık namına hicbirsey yoktu ilişkimizde nerdeyse, olur gibi oldugu zamansa kesinlikle bir sorun vardı cözümlenmeyi bekleyen. ya bana ait birşeyleri karıstırıp sacma sapan olmamıslıklara kafayı takıyor ya durup dururken yalandan bi bahane uydurup gündüzden içmeye başlıyor ya da benim zorunlu arkadaslarımın sıradanlıklarından ve kimi zamanlardaki sıglımdan dem vuruyordu kimi zamansa sevgimden süphe ediyordu. bu arada beni derinlemesine seviyordu. zaten herseyimle sevmek istedigini sık sık dile getirmişti daha ilişkinin baslarında ki öyle yapıyordu.şapşallıklarımı kendime gıcık oldugum, sevmedigim yanlarımı bile sevmeye calışıyordu ve basarıyordu. herseyimle sevildigim bu kişi beni tamamen ele gecirmişti anlıycanız.bu asamadan sonra onu içimden cıkarmam imkansızdı. ama artık bunun taktiksel oldugunu biliyorum. biliyorum o bunu taktiksel olarak yapmaya calışmadı ama bir insanı elde etmenin tarifine tıpa tıp uyuyordu yasadıklarımız. yasananların sonuncusundan bir önceki evre ise bana karsı duydugu sevgi artık benliginden cıkmıştı benimde aynı şekilde. sevgimiz; sevilenin kontrolüne girdi yani. birbirimizi elde tutmak birbirimize duydugumuz kusursuz sevgi olacaktı ki bu asamada elde tutmak - elde tutulmakla oluşacaktı ki olanlar oldu...tepetaklak...aradaki asamaları basarı elde edemedigimiz icin bitti ve bitmesine farkli bahaneler bulduk. sonrasında bir kez daha yaraladı ama artık bu yara onun altından kalkamayacagı türdendi ve artik sevgi de yoktu.bitti.
    not:aylak bilgi köse yazarı Tahir m. ceylanın 'insan elde etmek' adli makalesi duygularima ve yasadıklarıma tercüman olmustur.bu yüzden yazdıgım bu yazıda onun söyediklerine sık sık yer verdim.
    1 ...