bir cok insanin varlıklı olmanin var olmaya yettiğini düsündüğü ve bunda israr eylediği bir diyarda en zor olan seydir. varlıklı olmak var olmanin yan getirilerinden biridir. fakat insanlarin coğu varlıklı olmaya sectiği için yan enstyrümanlarda takılıp kaldiklarindan dolayi san, şöhret, para ile varlıklı olmayi hedeflerler. elbette azimler sican taşi deler kanunu yürürlüğe girdiğinden kelli basarili olurlar. fakat varlılı olurklen var olmayi iskaladiklarindan dolayi varliklarindan gayri bir haLTi OLMADiKLARi iÇiN SUKUT-U HAYALE GARK OLURLAR. VE BUNU KAPATABiLMEK iÇiN VARLIKLIKLARiNi ÖVERLER VE BUNU FETiŞ MALZEMESi HALiNE getirirler. var olmak isteyenleri ise kendileri beceremedikleri için hamaset ve büyük dingillikle ezmeye gayret ederler.
zaten var olmak yahut yok olmak ne fark eder ki?
eninde sonunda ölüm denilen asude enginliklere acilmayacak miyiz?
acilacağiz ama işte zurnanin zirt dediği sey biz öldükten sonra ismimiz mezarliklar müdürlüğünde bir isim olmamasi için varlıklı olmayi değil var olmayi secmemiz gerekir.
cünkü yasadiğimiz hayat tecrübelerinin yeni nesillere aktarilmasi için önce var olmak ve yüzyillarca asinmayacak muhtevayat ve üsluba haiz olmak icap eder. eh bu biraz güven, özveri, kan, ter, göz yasi ister.
vel hasıl-ı kelam babamdan ileri oglumdan geriyim dusturu varlıklı değil var olan insanlar gücüyle yürürlükte kalir.