dinler saçma değildir olması gerekendir. insanlık yaşamın her evresinde birşeylere inanmak,güvenmek istemiştir ki bu içgüdüseldir. yaradılış gereği içimizde tanrı inancı var. ateistlerde bile bu mevcut ama onlar boşluktan çıkamıyor.
dinler inancın sistematik hale getirilmiş şeklidir. şöyle düşünün bir market var sistematik olarak tüm ürünler kategorize edilmiş ve ihtiyacınız olanı gidip alıyorsunuz birde şöyle düşünün market tek bir mekanda değilde 100 farklı yerde mevcut ve unu bir yerden şekeri başka yerden suyu başka yerden alıyorsunuz. burda demek istediğim dinler inançtaki çatlakların soru işaretlerini paketlenmiş olarak bize sunuyor. afrikada kabile dinlerinin dahi kendine özgü kuralları vardır. bireyler gelip bence şöyle olmalı demiyorlardır.
dinlerin temelini inanç oluşturur ve inanç hala günümüz insanlığının en büyük geçemediği sınavdır. bir teoreme saçma diyebilirsin, bir karakter özelliğine saçma diyebilirsin, bilimsel bir olguyada diyebilirsin ama inanca diyemezsin. iki arkadaşın var diyelim ikisinden biri senin bir eşyanı çalmış deniliyor sen birini çalmakla suçluyorsun diğerine inanıyorsun. sen şimdi diyebilir misin ki senin bu adama inanman saçma?
bu yüzden inanmak saçma değildir sadece bir tercihtir. dinler ise inanmayı sistematik hale getirmiş bütündür.