keşke öyle bir şey olsaydı...keşke...
evet, sayın cumhurbaşkanımız şayet osmanlı döneminde yaşasaydı, rize(lazistan) sancağı'nın potamya kazasında bir koyun çobanı olurdu ancak.
istanbul'u ancak rüyasında görür, masallarını dinlerdi.
bu durumda da istanbul belediye başkanı olamaz ve zinhar tahta geçemezdi...
osmanlı döneminde istanbul'a girip çıkmak için vize uygulaması vardı.
bu vizeye mürur tezkeresi adı verilirdi.
kürtlerin, gürcülerin, arnavutların, lazların, yörük-türkmen-kızılbaş taifesinin istanbul'a süreli olarak giriş çıkış yapabilmeleri için işte bu mürur tezkeresi gerekmekteydi.
yani rize'den istanbul'a göç edip kasımpaşa'ya yerleşmek ve sonra da istanbul'a şehremini olmak bir hayaldi.
işte bu hayaller abdülhamid rejiminin sona ermesi ve 2. meşrutiyetin ilanı ile birlikte gerçeğe dönüştü.
yani erdoğangillerin çok sevdiği, ayılıp bayıldığı abdülhamid, ittihatçı atalarımız tarafından alaşağı edilmeseydi, tayyipgiller asla istanbul'a gelip yerleşemezdi.
sonra yine bunların sevmediği atatürk geldi ve cumhuriyeti ilan etti.
ülkedeki vatandaşlara seyahat özgürlüğü getirdi ve bunu da tc anayasasına koydurdu.
artık konya'dan bursa'ya, rize'den istanbul'a gelip giden kimseye ülke içinde vize sorulmadı...
ama bunlar bu günleri bilmez tabi.
abdülhamid'i sever, kendilerini osmanlı torunu olarak görürler.
ulan!
osmanlı devam etseydi siirtli emine hanımla evlenemezdin, bilal olmazdı...düşünsene...