genel olarak "mutluluk" adı altında kısaltılır. ama genelde o mutluluğun bkz daki mutludan olduğunu belirtmez. nasıl ki fiziksel acılarımızın kaynağı bedenimizse, ruhsal sorunlarımızın,sıkıntılarımızın da kaynağı, beynimiz düşüncelerimizdir. onları nasıl sizi (bkz: mutlu) edecek şekilde düşünmeniz size kalmış bir olaydır.genel olarak günümüzdeki tüketici topluluğunu oluşturmak ve devamını sağlamak için insanlara "satın al"="mutluluk" fikri yerleştirilmiştir. bu sayede anlık-günlük olarak telefon, giysi,bilgisayar ,kendinden üstün gördüğün kişilerin bulunduğu mekanlarda bulunmak- (restoran cafeler vb.) gibi.şu anlık insanımızda yaygın olan telefon, araba kıyafet hastalığı bunun en büyük örnekleridir. kıyafeti isteyerek arzulayarak alırken ertesi gün yüzüne bakmaz duruma gelir, araba ve telefonda işler biraz daha farklı. insanların kendini şartlandırıp -e abi ihtiyacımız var bunu da mı almayalım dercesine kendisini kandıracak bir sebebe sığınmalarıdır. ne kadar ihtiyacınız var sorusunu kendilerine sormaları yeter. bilmem ne kadar rami var bilmem ne kadar ekran kartı, bilmem ne kadar megapiksel kameraya sahip gibi. 1969'da ay'a ayak basılmasındaki teknolojiden fazla teknolojiyi ceplerinizde taşıyorsunuz. bunun ne kadarını kullanıyoruz ve kullanıyorsunuz da daha fazlasını talep etmek gibi bir gaflete düşüyoruz?
"işte insanın çılgınlığı böyle bir şey. mutlu olmak elindeyken perişan olmayı tercih ediyor. bilinçsiz insan, köleler efendilerine nasıl itaat ediyorlarsa, arzularına öyle itaat ediyor. ve arzularını kontrol edemediği için asla huzur bulamıyor.?—?diyojen"
"ruhsal sıkıntılarımızın çoğu elimizde olmayan şeyleri isteme ve sahip olduğumuz şeylerin kıymetini bilmeme kaynaklı. "
“mutlu bir yaşam için pek az şey gerekli; gereken her şey içimizde ve düşünce biçimimizde.”?—?marcus aureliusz