ilk önce adı geçen yazarın (kitap yazdığı için yazar denmiş) eserini (genel bir tanım, eser olduğu için değil) okumadım.
Okumadan eleştiri yapmak haksızlık ama sosyal platformlarda paylaşılan içerikleri ve kitap hakkında konuşulanları tartışmaları görünce; umumi tuvaletlerin kapı arkasında, varoş semtlerin duvarlarında, lise de ergenlerin okul masasına yazılanlara göz atınca zaten kitabı okumuş oluyorum.
Aslına bakarsanız ve dürüst olmak gerekirse eleştirisel yaklaşma bu hanımefendiye haksızlık olur. Popüler kültürün getirdiği yozlaşma ile cehalet içinde insanlar basit bir internet paylaşım sitesinden elde edeceği bilgiyi bu hanımefendi sayesinde hiç olmaz ise kitap okumuş olarak alıyor.
Etrafınıza bakın, böyle bir toplum içinde böyle insanlar ancak bu tür kitaplar ile ortaya çıkabilir. Hanımefendiye tepki aslında kendimize, içinde olduğumuz topluma tepki.
Kitap içinde yazdıklarını bir alıntı olduğunu ve dip not kaynak olarak göstermeyi seçseydi daha şık olur ve en basit tanım ile kitap içinde yazılanların bir gaf olarak görülmesi olmazdı.
Seçimlerde görmüştük, bir siyasi aday kendisinin yapmadığı daha önce yapılan bir üniversite veya havaalanı için biz yaptık demişti.
Bu hanımefendinin de kitap içinde yazdıklarını çeşitli sosyal platformlarda internet sitelerinde sokak duvarlarında kamyon arkalarında yazıldığını bilmeden kendi sözü gibi göstermesine şaşırmamak lazım.
Hep söylerim, siyasetçi sanatçılar toplumun aynada ki yansıyan yüzüdür. Böyle gaf ve intihâller oluyorsa ve bunun karşılığında bir özür bile dinlenmiyor ise, aksine popülerite kazanılıyorsa bu insanlara değil de topluma kızmak gerekir.