Yazmaya heves ettiğim dönemlerdi. yazarak ifade ettiklerimin gücü soylemlerimden fersah fersah önde biri olarak severdim kendime tuttuklarımı hic tanimadiklarima arz etmeyi.
Bu hevesle bir arkadastan duyarak kötüsözlük oluşumuna baya baya yazdım, gercek hayata yansiyan dostluklar da biriktirdim bu sirada. Pesi sira Uludağ, eksi vs derken Bir zaman sonra baktımki benim yazma hevesim zamanın degisimine baya ayak uyduruyor; sozluklere yazdıkca rahatlamak yerine daha fazla geriliyorum beklentiler eşiğinde... Sigara gibi bir alışkanlıktı bu ve kopamiyordum. Yetmiyormus gibi hevesle yazma istegim köreliyordu. Birine bir şey anlatırken yaşadığın rahatlama hissi bütünüyle gitmişti benden.
içsel savaşımı takipci kaygısız bir blog ile sürdürmeye karar verip, okunmayacaklar listelerimi oraya biriktirmeye karar verdim. Bir yandan da sigara gibi bir alışkanlık olan bu müptelası olduğumuz sözlüğe bol bol geyik muhabbetine geldim.
Buralari okuduğunu biliyorum (bunu hep yapmak istemisimdir.) Mustafa beni bu ise alistiran yavsak enistesin olum sen