"bir yandan sert bir rüzgar eser de, henüz yeni yeni yetişen bir turuncu dalından koparıp toprağa düşürürse bunu, adalet mi, zulüm mü, hüner mi yoksa hünersizlik mi saymalıyız?
işte ölüm de tıpkı bu sert esen rüzgara benzer. eğer ölümü, tanrı' nın bir adaleti ve bir zaruret olarak kabul edeceksen, ona karşı duyduğumuz nefrete ve onu görünce kopardığımız feryatlara ne demeli?
ey insan oğlu! senin ruhun bu sırra eremez. perdenin arkasında olup bitenlerin sırrına erişmenin yolu sana kapalıdır.
bu sırrı öğrenme arzusunun kapısını çalmayan kalmamıştır; fakat, o kapının kimseye açıldığı yok."