bu sözün ne şartlarda söylendiğine bakmadan değerlendirmek ancak aptallık olur.
osmanlı'nın son döneminde, özellikle ikinci abdülhamid döneminde milliyetçilik, özellikle türk milliyetçiliği yasaktı, türk milliyetçileri çok ağır bedeller ödeyerek baskı ile susturuldu.
osmanlıcı ve islamcı padişahlar, ülkedeki azınlıkların kışkırtılmaması için bunun tersinde politika izlediler, oysa balkanlardakiler buna rağmen bağımsızlık ilan edince, abdülhamid düşünce, ezilen, utanılan türklük hatırlandı.
öyle ki osmanlı'nın son döneminde insanlar ''türk'üm'' diyemiyor, herkesin ''sırp'ım, arnavut'um'' dediği yerde ''müslümanım, osmanlıyım'' demek zorunda kalıyordu, tarih ile ilgilenenler ne demek istediğimi anlamıştır.
böyle bir ortamda, artık türklerin kurtuluşu sırplar ve diğerleri ile olamazdı, nitekim bağımsızlık hareketleri bunu gösterdi ve insanlar islamcılık ve osmanlıcılıktan umudunu kesti.
atatürk ise bağımsızlık yanlısı olmayan azınlıklar ile türkleri birleştirip ortak bir kader çizmek için türkçülük politikasını izledi, öyle ki insanların bir dönem adını anmaktan çekindiği, avrupa'Da hakaret olarak kullanılan ''türk'' kelimesi atatürk'ün ellerinde bir bağımsızlık bayrağına dönüşmüştü.
türk kurtuluş mücadelesine destek veren azınlıkları da gören atatürk, devrimden sonra ''türk'' sözcüğünü şöyle tanımlamıştır;
''bir ırktan bağımsız olarak, türk; türkiye cumhuriyeti'ni kuran, kurtuluş savaşında bu saflarda savaşan millete verilen isimdir.
bizim milliyetçiliğimiz ırk üzerinde değil; din, ırk, cinsiyet gözetmeksizin vatanını seven ve bu uğurda mücadele eden kişiler üzerindedir..''
bugün ise tarih bilmeyen gerizekalılar, ''ne mutlu müslümanım diyene'' diye bu sözü değiştirmeye çalışırlar.
sizin o ne mutlu müslüman olanlar, balkanlarda kaç bin türk'ü öldürdü biliyor musunuz?
bugün bu sözün türk ırkçıları tarafından ırkçılık olarak kullanılıyor, atatürk'ü türk ırkçıları lider olarak görüyorsa, insanların tarihi ne kadar yorumlayamadığını, bilmediğini maalesef gösteriyordur.