bence ruhsuzdur, "bitse de gitsek" tadı verir, ama bu elemanlarının süper müzisyenler olduğu gerçeğini değiştirmez. adeta bir yıldızlar topluluğudur.
elemanlarını eski yazılarımı toparlayarak incelemem gerekirse;
John Petrucci
Berklee college of music mezunu aşmış gitar virtüözü. Dream theater elektro gitaristi. Komplike ve duygu dolu sololarıyla bilinir, riffleri sağlam ve doludur. Progressive metal tarihinin en yaratıcı insanlarından biri diyebilirim. Kalıp çalmak yerine müzik yaratır.
John Myung
Mesa boogie, Yamaha trb, yamaha rbx gibi bass gitarlar kullanan bass gitar canavarı. Çok sağlam sweepleri, çok komplike partisyonları gayet net çalabilmesi ile bilinir, parmakları çok seridir, esnek bir gitarist olmasa da, işini mükemmel yapar, dünyanın en iyi bass gitaristleri kategorisindedir fikrime göre. Bir Victor Wooten olmasa da işini layığının üstüyle yapan insandır. Davul yerine elektro gitar rifflerine göre bass çalması nedeniyle eleştirilse bile bu bence kulağa batmamakta.
Mike Portnoy Liquid tension experiment ve dream theater davulcusu. Belki de dünyanın en yaratıcı davulcularından. Nasıl yani? Şöyle; bir parçayı portnoy çalıyorsa, ve siz portnoyu bilen biriyseniz, bunu 20. saniyede kavrıyorsunuz. Bir davulcu için en gurur verici şeylerden birini başarmış yani, kendi stilini yaratmış. Çok net çalıyor, hayatımda 3-4 kişide böyle tremolo ve tuşe gördüm diyebilirim.
Dünyanın en saygın davul dergisi olan modern drummerda şöyle bir sonuç çıktı 2002 yılında..
progressive rock:
1. mike portnoy 8. defa birinci
2. virgil donati
3. danny carey
4. rod morgenstein
5. nick d virgilio
Jordan Rudess
Dünyanın en iyi klavye üstatlarından biri (hep derim jens johansson birincidir eheh). 4 kasim 1956 dogumlu aşmış insan. Bu adan kromatik soloları yemiş bitirmiş, deli bir klavyecidir. Konserlerinde 2 ya da 3 klavye kullanan, bunların arasında pedallarla mükemmel geçişler yapabilecek kadar yetenekli olan müzisyendir.
James Labrie
Ses aralığı geniş olan, geçişleri güzel kotaran dream theater vokali. Ben beğenmiyorum ancak bu adamı, sesi duygudan yoksun gibi geliyor ve grubun müziğine uymuyor.
sonuç olarak Dream Theater'ın Dünyanın en uyumlu ve teknik çalan gruplarından biri olduğu aşikar. Ancak bazı insanlara mükemmel çalışan, sıkıcı bir makina gibi gelebiliyor, bu da onların laneti mi,
yoksa progressive müziğin bir getirisi mi bilemiyorum.