Bir kadın var uzaklarda.
Aslında hemen ciğerlerimin solunda,
Ama ben o kadın için kayıplardayım.
Hala ona çıkabilecek yolların kapılarındayım.
Saç telini cüzdanıma koyduğum banktayım.
Ey insanlar, bakmayın güldüğüme,
Ben kendi içimde dört mevsim ağlamaklıyım.
Bi kadın var uzaklarda.
Bir kadın var gökyüzünü gözlerine sığdırdığım.
Dalgalarını üzerime üzerime savururken, hala kıyılarına sığındığım.
Saçlarına sağanak sağanak yağdığım,
Korktuğum zamanlarda omzunu sığınağım yaptığım bir kadın, uzaklarda, çok uzaklarda.
Bir kadın var uzaklarda
Nev’i şahsına münhasır.
Hele özlemi yok mu ? Adeta bir devre muhasır.
ihtiraslı bu yürek, bitmeyecek belki bu sevda faslı ama,
iltimas tanımasa da bir daha, adını sayıklayacak fısır fısır.
Bir kadın var uzaklarda
Huzuru saçlarında saklanır.
Ben “sevdam” dedikçe, saçları omzuma biraz daha yaslanır.
Bu ruh sensiz bir günde bin gün yaşlanır.
Ama bilmez ki yanımda olmasa bile sevdası bana yetecek bin asır.
Ve sen kadın, gelmezsin ki, tekrar gözlerinden gözlerime manzara yansısın..
-Burak KARAÇAM.