tarsuslu elçi pavlus

entry18 galeri
    11.
  1. Nasraniler, Hz. isa'nın meşru halefleriydiler. Yeni Ahit'e göre Hz. isa'nın kardeşi
    tarafından yönetilen topluluk, Hz. isa'nın oniki havarisini ve o hayatta iken ona
    iman etmiş daha pek çok dindar Yahudiyi içeriyordu.
    Ama şimdi Hz. isa'yı hiç görmemiş, hiç dinlememiş olan bir kişi birden ortaya
    çıkıyor, Hz. isa'nın ruhunun kendisine çölün ortasında göründüğünü söylüyordu.
    Nasraniler'in yanına geldiğinde onlarla sadece onbeş gün birlikte oluyordu. Bu
    süre zarfında sadece iki kişiyle, Yakup ve Petrus'la görüşmüş olması da
    Nasraniler'le çok yakın bir diyaloğa girmediğini gösteriyordu.
    En ilginci ise, Nasrani inancından bu denli uzak olan Pavlus'un, kendisini diğer
    tüm Nasranilerden üstün görmesiydi. Kendisini "daha anne rahmindeyken Tanrı
    tarafından seçilmiş" bir görevli sayıyor, Hz. isa'dan doğrudan vahiy aldığına
    inanıyordu. Kudüs'teki Nasrani cemaatiyle görüşmek için üç yıl beklemesi ise,
    onlara ihtiyacı olmadığını düşündüğünü gösteriyordu. Anlaşılan Hz. isa'yı ve onun
    getirdiği mesajı anlamak için kimseye ihtiyacı olmadığını, çünkü bu mesajı
    herkesten daha iyi kavradığına inandırmıştı kendini. Pavlus'un ürettiği Hz. isa ve Hıristiyanlık
    Bu ise son derece tehlikeli bir durumdu. Çünkü Pavlus'un kendi zihninde ürettiği
    Hz. isa imajı, Nasraniler'in bildikleri gerçek Hz. isa'ya uymayabilirdi. Belki kendi
    zihninde gerçeklere tamamen aykırı, tümüyle hayali bir Hz. isa canlandırmış
    olabilirdi. Hz. isa'nın kendisine özel "vahiy"ler ulaştırdığına inandığı ve kendisini
    "daha anne rahmindeyken Tanrı tarafından seçilmiş" saymasına yol açan
    narsizmini koruduğu sürece, bu düşüncesinden kolay kolay vazgeçmezdi de.
    Olayların gelişimi, Saul'un tam da bu tür bir psikolojiye kapılmış olduğunu
    gösterdi. Kudüs'teki Nasrani liderliği de bu durumu fark etmekte gecikmedi.
    Zaten Saul onların yanına geldiğinde de, Saul'un Galatyalılar'a yazdığı mektupta
    da belirttiği gibi, eskiden büyük bir düşmanları olan bu adamın böyle garip
    biçimde "dönmesinden" kuşkulanmışlar ve Saul'a pek güvenmemişlerdi.

    Yine de Nasrani topluluğunun liderleri Saul'un ısrarlı tutumu karşısında ona karşı
    hoşgörü ve iyiniyetle yaklaştılar. Ancak Saul'un gittiği yerlerde neler anlattığını
    duyduklarında, dini bir sapma ile karşı karşıya olduklarını fark edeceklerdi.

    http://gelislamol.blogspo...un-kurguladg-din.html?m=1
    1 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük