tarsuslu elçi pavlus

entry18 galeri
    9.
  1. Biz yine Saul'un hikayesine dönelim. Elçilerin işleri'nde anlatıldığına göre, Saul
    yanındaki görevlilerle birlikte Şam'a vardığında, etrafındakilerin şaşkın bakışları
    altında kentteki Nasranilerle görüştü ve onlara artık kendileriyle aynı safta yer
    aldığını bildirdi. Bu, kenttekiler için ciddi bir sürprizdi. Öyle ki "onu duyanların
    hepsi şaşkına döndü. 'Kudüs'te bu adı ananları kırıp geçiren adam bu değil mi?
    Buraya da, öylelerini tutuklayıp başkahinlere götürmek amacıyla gelmedi mi?'
    diyorlardı". "Kristoloji" ya da Pavlus'un "Mesih doktrini"
    Saul Şam'daki Nasraniler'in yanında fazla durmadı. Galatyalılar'a yazdığı
    mektupta belirttiğine göre, Şam'dan ayrılarak Arabistan'a gitti, orada bir süre
    kaldı ve sonra yeniden Şam'a döndü. Şam'da ve Arabistan'da geçen bu dönem,
    yine Galatyalılar'a yazdığı mektupta belirttiğine göre, üç yıl sürdü. Bu üç yılın
    sonunda Kudüs'e gitti ve oradaki Nasrani cemaatinin iki önemli ismiyle, Yeni
    Ahit'e göre Hz. isa'nın kardeşi olan Yakup'la ve havari Simon Petrus'la görüştü.
    Ancak onların yanında sadece onbeş gün kaldı. Sonra da kuzeye, Suriye
    taraflarına giderek dört bir yana Hz. isa'yı anlatmaya başladı. Ancak onun
    anlattığı Hz. isa, Nasraniler'in bildikleri ve tanıdıkları Hz. isa'dan oldukça
    farklıydı. Bu arada ismini de değiştirmişti. Artık ibranice olan Saul ismini değil,
    onun Grekçe karşılığı olan "Pavlus" (Paul) ismini kullanıyordu.
    Şam yolunda gördüğü halüsinasyondan sonraki üç yıl boyunca Pavlus'un ne
    yaptığı, özellikle de Arabistan'da ne ile uğraştığı, cevabı bilinmeyen önemli bir
    sorudur. Ancak anlaşılan bu üç yıl boyunca, belki bilmediğimiz bir takım
    öğretilerden etkilenerek, bir süre sonra yaymaya başlayacağı Mesih doktrinini
    geliştirdi.
    "Kristoloji" olarak da anılan bu Mesih doktrini, Nasraniler'in inancından çok
    farklıydı. Hıristiyanlığın temelini oluşturan bu doktrin tümüyle Pavlus'un icadıydı.
    Çünkü Pavlus Hz. isa'yı hiç görmemişti. Hz. isa'nın öğrencileriyle de hiç
    konuşmamıştı. Kudüs'teki Nasrani cemaatini, Yakup'u ya da havarileri
    tanımıyordu. Ancak kendisini, gördüğü rüyanın kendisine gerçek Hz. isa'yı
    tanıttığı konusunda ikna etti. Hatta, böyle bir "vahye" mazhar olduğu için
    kendisini diğer Nasraniler'den daha üstün sayıyordu.

    http://gelislamol.blogspo...un-kurguladg-din.html?m=1
    2 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük