voldemortun akşamları genelde ne yediği, hangi restoranta gittiği, favori müzik grubu hangisi, hangi filmde ağladığı, hangi diziyi deli gibi takip ettiğini?
şüphesiz kitapta hiç bahsedilmiyor. sanki bu adam hiç yemek yemiyor. gayet cool bir imajı var. ne zaman gözükse ya "Avada Kedavra" ya da "Crucio" yu çakıyor, affetmiyor. ama durun bir düşünün bu adamın da duyguları var mı hep böyle anılmaktan sıkılmamış mı? yanlızlıktan, hep dışlanmaktan, hor görülmekten, manyak sanılmaktan, imkansız aşklardan. sen sevmek nedir bilir misin deseniz ayak üstü 10 tane beyit yazar hiç duraklamadan. öyle görününce tabi ki ruh dengesi bozuluyor cinnet kana buluyor ortalığı. oysa siz bilir misiniz ki aslında özünde ne kadar iyi bir insan? hani derler ya tanısan seversin, tam öyle işte kereta. yetimhaneye her gelişimde oyuncaklar getirirdim, bir keresinde yılan getirdiydim. nasıl da mutlu olmuştu küçük çirkin şey. gözlerinin içi gülüyordu. yalnız kurttu, yalnız takılırdı hep. sevdiği gurbetteymiş gibi hüzünlüydü. benim kocam askerde derdi ne zaman sorsam. işte bir gün bizim oğlana istemeye gittik, gittik gitmesinde de annesi yok babası yok neyse dedik zaten işi gücü yok nerde itlik serserilik peşinde. nerde vukuat voldi orda almadık sonra. zaman su gibi akıp geçti. arayı açmayalım demiştik, şimdi yüzünü gören cennetlik. cennetlik çünkü yüzünü görenin yaptığı son şey oluyor. harbiden özledim ama keretayı geçen markette gördüm abi söz ramazan bitsin beraber içicez senle dedi. imana gelmiş sümsük velet, iftara çağırdım arkadaşlara sözüm var dedi. o değil de bir grindelwald vardı noldu ona?