geçen gün sevan nişanyan'ı dinliyordum, edip yükselle birlikteydi. putlardan ve putları kırmaktan bahsediliyordu sanırım. o dönem peygamberin yanında yöresinde yaşasaydı muhammedçi olabileceğini söylemişti nişanyan.
inanmak ya da inanmamak epey farklı meseleler. muhammed peygamber her şeyden önce tarihe ve mekana göre büyük işler yaptı. kaçırdığımız ancak asıl önem arz eden nokta ise evrensel mesajlar verme iddiasıydı. evet, tarihsel kısımları elbette var ancak toplumun alışkın olmadığı sosyo-ekonomik meselelerden bahsediyordu. savaş kurallarından, ekonomiden, adaletten bahsediyordu. maide 8 örneğin, hukuk fakültelerinin girişine asılması gereken çok net bir ilkedir.
bir topluluğa olan kininiz, sizi adaletsizliğe sevk etmesin. ne muhteşem söz! muhammed bir din uydurmuş olsaydı neden böyle bir ilkeden söz edecekti ki... mekkede dışlandı, taifte taşlandı bu adam. pekala medine'de biraz olsun eline güç geçtiğinde adaletsizlikle hükmedebilirdi. hem böyle bir ilkeden bahsetmeseydi ve adaletsiz bir yönetici olsaydı kimse de bir şey diyemezdi.
işte bütün bunları düşünmek, o koşullar içinde hayal etmek çok zor ancak bir o kadar da değerli. inanalım ya da inanmayalım. cahiliye adetlerinin olduğu, savaşın, köleliğin, kadına karşı haksızlıkların olduğu bir toplumda adaletten bahseden biriydi muhammed peygamber.