Yazılı edebiyatın erkek egemenliğinde yürütüldüğü bir gerçek. Kadın edebiyatçı sayısının azlığı ya da kadın edebiyatçıların yetkinliği hâlâ tartışılan bir konu. Acaba kadınlardan bir Shakespeare neden çıkmaz, yahut kadınların sayısı neden az bu derya deniz edebiyat aleminde? Bunu başka bir yazının konusu olarak bırakıp binlerce yıl önce edebiyata elini değdiren bir kadından bahsetmek istiyorum, Enheduanna’dan.
MÖ 2300 yıllarının birinde Akad kralı Büyük Sargon’un (ki kendisi tarihte bilinen ilk imparatorluğu kurmuştur) kızı olarak dünyaya gelen Enheduanna, babası tarafından Ur kentindeki Ekişnugal tapınağına başrahibe olarak görevlendirilmiştir. Aslen Akadlı olup Sümerlere kral olan Sargon’un büyük bir devlet kurması ve Akad kültürü ile Sümer kültürünü kaynaştırması için babasına yardım etmiş, Sümerlerin aşk tanrıçası inannan için şiirler yazmıştır. Günümüze kadar gelebilen şiirleri Enheduanna’yı tarihte bilinen ilk kadın şair, bazı kaynaklara göre de ilk şair yapmıştır.
Bir şairden bahsedip şiirlerine yer vermemek olmaz. Enheduanna'nın aşk tanrıçası inannan için şiirler yazdığını söylemiştim.
...
Hayatım alevler içinde.
O beni dağlardaki böğürtlen dikenlerinde mecbur etti yürümeye.
Sıyırdı başımdan,
bir baş rahibeye yaraşan tacı.
Bir hançer ve bir kılıç verdi elime,
ve dedi;
“senin için yapıldı bunların ikisi de,
çevir onları hemen kendi öz bedenine”