being there

entry20 galeri
    19.
  1. Açıkcası bu film benim aklımı karıştırdı. Çünkü cidden çok yönlü bakılabilecek bir filmdi.

    Öncelikle bu filmden şu anlamı çıkardım ki; aslında hiçbir şeyin, eylemin, ahlaki ya da entelektüel kuramın bir önemi yok her şey bizim anladığımız, anlamak istediğimiz şeylerden ibaret. Düşünün daha okuma yazma bilmeyen basit bir adamın bahçe ile ilgili son derece basit, derinlik, gönderme içermeyen 3 4 kelimelik basit bir cümleden nasıl yüce anlamlar ortaya çıkarıyorlar ve bu adamı ilahlaştırıyorlar. işte aslında hem siyaset'de hem de sosyal ilişkilerimiz'de olan bundan farklı bir şey değil. Karşımızdakinin bir önemi yok, dediğinin bir önemi yok her şey bizim kafamızdaki isteklerden, potansiyel yönlendirmelerden ibaret.

    Özellikle adamın tv'ye ne derece düşkün olduğu ve sevişme sahnesinde tv'deki sahnenin bitmesiyle adamın da sevişmeyi bırakması, ne yapacağını bilememesi, kafasındaki uzaktan kumanda mekanizması ayrı bir gönderme içerir

    ikinci bir görüşümse filmin sonunda su üzerinde yürümesi ile ilgili bu adam'da tanrısal bir çekiciliğin, güdünün; basitliğin, berakklığın adamıydı. Ve onu çekici kulan şey ise olabildiğine doğallığı ve basitliği idi.

    insanlar bir yerde basitliği daha çok seviyor çünkü basit bir şey üzerine bir şeyler kurmak daha kolaydır. Beyaz boş bir kağıda bir şeyler yazmak, çizmek her zaman üstü karalı bir kağıda bir şeyler yazmak,çizmekten daha kolay ve çekici gelir. Özellikle post-modern psikoloji bağlamında nitelendirirsek insanların sanatta, mimaride, sosyal ilişkilerde olabildiğince minimalist bir eğilim gösterdiklerini görüyoruz. Çünkü modern yaşamın karmaşası ve yoğunluğu onları bunaltmaktadır onun için daha sadece ilişkileri, kişileri, mekanları tercih etmekdirler, bu onları rahatlatır. işte film'de biraz da bunu gördüm sanki.
    0 ...