Askere gitmeden önce öptüm, kokusu burnumdadır. Geldiğim de yoktu. Cenazesini bile görmedim. Kimse de söylemedi, Şırnak'ta olduğum için. Ve uzun bir zaman saklamışlar benden. 6 ay kadar. Öyle telefon basit birşey değildi orada, hep oyalamışlar beni.
Geldiğim de eve, Kocaeli'ye gitmek istedim. Babama, annen yine patlatacak güzel yemekleri bayağı yeriz dediğim de,
O artık yok demişti hiç alıştırmadan. Biliyordu, alıştırarak söyleyebileceği bir şey değildi.
Tam evin önüne geldik. Ben askere gider iken, beni öptüğü yerde, silueti belirdi gözümde. Ağlamak bir yere kadar. Beni öptüğü yerden ayrılıp, Kalbi dünyalar kadar güzel kadının mezarına gittim. Taşı bile eskimiş.
Halbuki, mis kokusunu içime çekip, o mükemmel yemeklerini hunharca yiyecektim. Şakalar yapıp, sinir edecektim o'nu.
Puşi almıştım Diyarbakır ktm den ayrıldıktan sonra. Siyah şalvar almıştım. Dilenci kılığına girip, şakayla karşılayacaktım o'nu.
Çok sevdim o kadını sözlük. Hiç bir zaman da unutmayacağım. Bu zamana dek yaşadığım en büyük acılardan birisidir.