her türlü dem vururum bu mevzuda, sayısız açıdan rahatsızım.
şu ülkede türk vatandaşı olup bu dili konuşan, bu ülkenin kültüründen, yaşayışından beslenip bir yandan da bir ulusun varlığının ve bağımsızlığının en önemli simgelerinden biri olan dilin ne denli mühim bir konu olduğunun bilincinde olmayan düşüncesiz, sayısının tahmini zor birçok insan gibi "banane lan, ben mi kurtaracağım türkçe'yi?" şeklinde sallamaz bir tavır da takınabilirdim elbet. tercih etmem bunu tabii, ayrı. tercih etmeyenler sayesinde var olduğumu bilirim çünkü.
uzmanı olan insanlar tarafından uzun uzadıya bu önemli konu üzerindeki sorunlar tartışabilir lakin; kendim, nacizane, herhangi bir özel eğitimim olmayan bu alandaki -ahkam kesmeden- sadece gözlemlerimi anlatabilirim. doğru düzgün kullananın da, kullanmayanın da(evet kullanmayan) malumu mevcut dil sorunu. en basitinden günlük hayatta, sokakta, çarşıda, pazarda görüyorsun birçok yanlışı. etrafındaki gençlerin havadan sudan konuşmaları(ki biraz altyapı gerektiren bir şey mevzubahis olsa, orasını hiç düşünmüyorum), her kafa çevirişte karşılaşılan tabelalar, panolar, afişler, vitrinler... türlüsü yanlış işte. "hadi bunları geçtim, bari bir gazete, dergi alıp okuyayım." desen, her gün milyonlarca kişiye ulaşan böyle medya organlarında dahi yine aynı yanlışlar, yine aynı umarsızlık... karmaşık, teknik şeylerden de bahsetmiyorum he, adam sürmanşetten "herşey ortada!" türevinden bir başlık veriyor mesela. aldığı para haram olan o yayının editörüne vesairesine acıyorum, ona para verene acıyorum sonra. münferit bir hadise olmadığını biliyorum. eve dönerken, kapının önündeki paspasın üstündeki "welcome" yazısı bir kez daha suratıma çarpıyor bu gerçeği, tam unutmak isterken... açıyorum bilgisayarı, bir şeyler okuyorum, seyrediyorum, insanlarla konuşuyorum falan... konuştuğum insanlar nispeten bu bahsettiğim durum adına özenli. fakat bu, halkın bir şekilde ölçekli yansıması olan sözlükte de aynı hadiselere rastgeliyorum. saymıyorum yahu; yarıdan fazla insanın kişisel iletisi ingilizce ile (bunun büyük oranın yabancı özentiliğiyle ilintili olduğu tecrübelerle aşikar), diğer birçoğunun da yanlış bir türkçe ile yazılmışsa eğer, bence umutsuz olmalı...