konuyu açmakta fayda var, zira milli olandan bahsedip sonrada çağımızın gerçeklerinden bahsetmek biraz kendini kandırmak oluyor. bunu bu şekilde kodlamakta fayda var. dünya kapitalist sisteminde merkez olan devletlerin yani emperyalist ağababaların pek çok alanda olduğu gibi silah sanayiinde de kendilerine ait bir ar-ge'lerinin olduğu ve istedikleri zaman kendi üretimleri olan silahları kullanabilecekleri bugün bir gerçektir. bugün kendilerine ait silahlarda teknik aksamda kimi diğer merkez kapitalist ülkelerle işbirliğine gitmemelerinin sebebi bellidir: maliyeti bölerek kar maksimisazyonunu sağlamak. bunu bu şekilde okuyacaksak okuyalım aksi taktirde bu kandırmanın kendisini göremeyeceğiz.
bir savunma aracının en önemli yapılarının ve vurucu silah gücünün, yardımcı bileşenlerinin merkez kapitalist ülkelerden temin edilerek yapılması o geminin yerli üretimine dair insanlarda soru işareti bırakılması gerekirken, natocu yapıların bağımsızlık hakkında yaptıkları tahrifatlara benzer şeyler işitmek insanın ağırına gitmiyor değil? işte yapılar ortada, hangi parçayı kim yapmış belli. bugün fiat'ın çeşitli pazarlara girerken yaptığı isim değişikliği olan ve yerel pazarlardaki sermaye ile işbirliği yaparak o pazardan daha fazla pay kapmasını sağlayan anlayışın bir başkasıyla karşı karşıyayız. yıllarca türkiye'deki sanayii üretimini montaj sanayii haline çevirip hafif sanayii teşvik edenlerin ülkenin üretimini nasıl baltadılarsa ve ondan sonra milli sanayiden bahsetmeleri nasıl bir dezenformasyonsa bunun anlamı da budur.
emperyalist hiyerarşi de gerilerde bulunan ve merkez kapitalist ülkelere bağımlı olan ülkemizde düşük bir teknolojik üretimin gerçekleşmesi ya da emperyalizmin ona verdiği nimetlerle yetinmesinin hesabı sorulacağı yerde bir gerçeğin altının çizilmesine karşı çıkılması gerçekten değişik bir duruma yol açıyor. yıllarca kalkınma, ulusal bağımsızlık konusunda işbirlikçi tavır içerisinde bulunanların yolundan gitmek türkiye için bir gelişme sayılmasının utancını duyuyorum. birbirimizi kandırmayalım füze sistemlerinin işletim programlarının emperyalistlerden geldiği ve bu füzeleri çalıştıran işletim sistemlerinin düşmanlarının ve dostlarının bu merkezlerce belirlenmesi bağımsızlık adına düşürülmüş kara bir lekedir fakat ideolojik belirlenimin esir alındığı ve emperyalist hukuksuzluğun onur sayıldığı bir yerde bunları beklemek ve duymak zaten güç.
olay basit aslında. emperyalist ülkeler bir yandan türkiye'nin kimi alanlarda gelişmesini desteklerken bunları işbirliği içinde ve asıl aslan payının kendi payına düşmesi biçiminde yapmasını istiyor. "komşuda pişer, bizi de düşer." mantığıyla ilerlemenin bir mantığı var mıdır? bence yok.