"vatandaşların gss'yle ilgili en çok merak ettiği konu, doğal olarak, uygulama başladığında sağlık hizmeti için yeni cepten ödemeler yapmak zorunda kalıp kalmayacakları.
çalışma ve sosyal güvenlik bakanlığı'nın '50 soruda sosyal güvenlik reformu' broşüründe bu soru şöyle cevaplanmıştı:
'genel sağlık sigortası ile birlikte sağlık hizmetlerinin paralı olacağı doğru değil. tüm vatandaşlar genel sağlık sigortası kapsamında sağlık hizmetlerinden ücretsiz olarak faydalanacaktır. ancak, bugün olduğu gibi ayaktan tedavide kullanılan ilaç ve ortez-protezlerde yüzde 10 ila yüzde 20 arasında katkı payı alınacaktır.'
yani, bakanlığa göre, bugün ssk, bağ-kur ve emekli sandığı'nda ne kadar katılım payı ödeniyorsa, gss sisteminde de aynı kapsam ve oranda ödenecekti.
oysa öyle olmadı.
1 ekim'de yürürlüğe girecek gss'yle birlikte sigortalılar daha önce var olmayan yeni katılım paylarıyla karşılaşacak; sağlık hizmeti alabilmek için yeni ödemeler yapmak zorunda kalacak.
bu ödemelerden bir tanesi; 'kurumca belirlenmiş standartların üstündeki talepleri karşılayan otelcilik hizmetleri' için olacak.
sigortalı hasta sgk'nın belirlediği standartın üzerinde bir otelcilik hizmeti isterse belirlenen ücretin üç katını cebinden ödeyecek.
'peki ama, neden?' sorusuna gss savunucularının verdikleri cevap; 'lüks hizmet isteyen bedelini ödemeli.'
en zengin sınıflara hizmet sunan bir hastanede bile hasta odasına içki servisi yapılamayacağına göre bir hastanede 'lüks hizmet' ne olabilir?
ısıtma, aydınlatma, temizlik ve güvenlik gibi hizmetlerin zaten, doğal olarak bir hastanede yatan bütün hastalara standart olarak verilmesi gerekiyor.
bu durumda 'standart dışı/standart üstü otelcilik hizmeti' deyince akla ilk gelen hasta odalarındaki yatak sayıları oluyor. yani, eğer sgk ödeme standartını dört kişilik bir odaya göre belirlerse ve hasta mümkünse daha insani koşullarda kalmak isterse bu isteği 'ekstra' ödemeye tabi olacak. çünkü, ssgss kanunu'na göre kalp krizi geçiren bir sigortalının içinde banyo-tuvaleti, küçük bir televizyon ve buzdolabı olan iki veya tek kişilik bir odada yatmayı talep etmesi 'normal koşullarda' olmayacak bir şey; ancak bir 'lüks' olarak tahayyül edebilir.
standart dışı tutulması ve böylece ilave ücrete tabi kılınması bir diğer hizmet de yemek olacak muhtemelen.
- - -
akp'nin gss vaatleri
» gss nüfusun tamamını kapsayacak.
» bütün sağlık harcamaları gss kapsamında olacak.
» prim ödeyebilenlerden prim toplanacak, ödeyemeyenlerin primleri devlet tarafından ödenecek.
» gss ile, vatandaşlara, mevcut olanların dışında ek bir yük getirilmeyecek.
» tüm vatandaşlar gss kapsamında sağlık hizmetlerinden ücretsiz olarak faydalanacak.
» 18 yaş altındaki çocuklar ise, anne-babalarının prim ödemesine bakılmaksızın gss kapsamına girecek.
- - -
sağlık harcamalarının finansmanı için bir gss kurulması konusundaki ilk girişimin hikâyesi 1946 yılına kadar uzanıyor. dönemin sağlık bakanı dr.behçet uz'un hazırladığı 'birinci on yıllık milli sağlık planı', bir 'milli sağlık bankası' ve 'sağlık sandıkları'nın kurulmasını öngörür fakat gerçekleştirilemez.
dr.uz'un ikinci kez bakanlık görevine getirildiği 1954'te hazırlanan 'milli sağlık bankası türk anonim ortaklığı kanunu' tasarısı da hayata geçirilemez.
ancak o tarihten itibaren, özellikle sağ parti ve hükümetlerin programlarında gss sık sık yer alır.
gss'yle ilgili en ilginç düzenleme ise 12 eylül döneminde yaşanır. 1961 anayasası'nın 49. maddesinde sağlık hakkı şöyle düzenlenmiştir:
'devlet, herkesin beden ve ruh sağlığı içinde yaşayabilmesi ve tıbbi bakım görmesini sağlamakla ödevlidir. devlet, yoksul ya da dar gelirli ailelerin sağlık şartlarına uygun konut ihtiyaçlarını karşılayıcı tedbirleri alır.'
1982 anayasası'nın 56. maddesi ise şöyledir:
'devlet, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak; insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi arttırarak, işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenler. devlet, bu görevini kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve sosyal yardım kurumlarından yararlanarak, onları denetleyerek yerine getirir. sağlık hizmetlerinin yaygın bir şekilde yerine getirilmesi için kanunla sağlık sigortası konabilir.'
böylece bir yandan devletin sağlık hizmetiyle ilgili yükümlülüğü 'sağlamak'tan 'düzenleme' ve 'denetleme'ye dönüşmüş; bir yandan da ilk kez anayasa'ya gss hükmü girmiş olur.
bütün bunlara rağmen gss bir türlü yasal bir zemine kavuşamaz. adı bazen kişisel sağlık sigortası (kss), bazen sağlık finansman kurumu (sfk), bazen de sağlık sigortası kurumu (sağ-kur) olsa da esası aynı kalır.
hazırlanan taslakların çoğu tbmm'ye sunulamadan rafa kaldırılır; meclis'e kadar gelebilenler ise görüşülemeden kadük kalır.
altmış yıllık 'rüya'yı gerçekleştirmek, gss'yi düzenleyen 5510 sayılı yasa'yı çıkarmak sonunda 2006 yılında akp'ye nasip olacaktır.
- - -
gss kapsamındaki kişiler asgari ücret (638,7 ytl) ile asgari ücretin altı buçuk katı (4.151 ytl) arasındaki kazançlarının yüzde 12.5'i oranında gss primi ödeyecekler. bu primin yüzde 5'i sigortalı, yüzde 7,5'i ise işveren hissesi olarak ödenecek. sadece gss primi ödeyecek olanlarda ise oran yüzde 12 olacak.
bugün yeşil kart'tan yararlananların, yani aile içindeki gelirin kişi başına düşen aylık tutarı asgari ücretin üçte birinden, 212,9 ytl'den az olanların primlerini devlet ödeyecek.
yeşil kart almak için başvurup da geliri asgari ücretin üçte biri ila asgari ücret arasında yani bugün için 212,9 ila 638,7 ytl arasında olanlar aylık 25,5 YTL; 638,7 ila 1.277 ytl arasında olanlar 76,6 ytl; 1.277 ytl'den fazla olanlar 153,2 ytl gss primi ödeyecek."
dr. osman öztürk ve aziz çelik
birgün gazetesi
27 eylül 2008