hazırlık lise 1 hariç stres yapmamıştı hiç ama sonra işler değişti çok şey değişince.
bulunduğum okulda ellere birer kağıt tutuşturulur; çocuklar bunları velilerinize imzalatıyorsunuz denilirdi. nerden baksanız toplantıya daha 3 hafta falan vardır. gider iş-güç uğraşan annenize kağıdı imzalatırsınız,anne not etmeye de vakti yoktur o an; oğlum sen hatırlat bana ben unuturum der. ahan da iş bu noktada ipler elinize geçmiştir ama stres bitmez.zira siz hatırlatmayacak olursanız; 1.si kızacak ve sakladığımız birşey olduğunu düşünüp okula gidecektir, 2.si bir dahakine daha temkinli olacaktır; işte bu adımda çok dikkatli davranmalısınız. toplantıdan önceki gece genelde toplantılar pazar olurdu,yani cumartesi gecesi eve arkadaşlardayım bahanesiyle bir şekilde geç gelinir,uyuyan anneye fısıldayarak;yarın 9'da toplantı var denilir. uyumakta olan anne geçiştirmek için tamam der. pazar sabahı olduğu için çalışan anne-baba zaten ancak 9.30 gibi uyanıp, uzun bir kahvaltı öğünü geçirdikleri için normalde; kurulmamış olan saat en büyük yardımcınızdır; son kez saatin kurulup kurulmadığına bakar ve yatarsınız, ertesi gün stres dolu olduğunuzdan erken kalkar; saatin 10 yaklaşmasını beklersiniz; sonra 9.45 gibi koşaraktan anne-baba odasına gider; anneeeeaaaaa toplantıya geç kaldıııın dersiniz; sonra da eklersiniz; neyse zaten kalkan gitsen şimdi nerden baksan saat 11.30 olur 12'de bitiyordu. çaresiz anne evet der. neyse artık ben gider özel görüşürüm sonra diye de ekler. buna aldırmayın genellikle çünkü iş-güçten toplantı falan unutur; gitmez bi daha.
şimdi bunun bana ne gibi yararı olmuştur dersek, olmamıştır. her toplantıyı atlatıp, karne alana kadar o notu düzeltirim, toplantıya gitmemesi de yanıma kar kalır diyen ben, bırak ilk dönemi sene sonuna kadar aynı tas aynı hamam devam ettiğimden ötürü engellemiş olduğum onca toplantının hiçbir önemi kalmamıştır.