rüzgar eken fırtına biçer misalidir. sözlüklerdeki, hususiyetle sourtimes 'ın zirveye oturma kargaşasından çıkan islam düşmanlığı şimdi yerini bu tepkimeye bırakmıştır.
ancak zaten insanlar yeterince kötü niyetlidir. putlaştırmayın, olmadı istiyorsanız tapının heykellere ama inanışına ters gelenleri zorlamayın diyoruz, zor geliyor. atilla yaylaatatürk 'e "adam" dedi diye başına neler geldi. üstelik konuşması incelenirse, objektif olarak tartılırsa gayet sıradan bir ifade olduğu görülecektir.
ama ne dediler? vatan haini, aşağılık vesaire... bu durumun önüne kim geçebildi? hiç kimse! şöyle bakalım birde; (bkz: atatürk ün merhum olduğu gerçeği)
yine aynı nakaratlar. yine aynı teraneler.
ilköğretimde ne öğretilirdi bizlere? yalnızca atatürk için "o" zamiri büyük harf ile cümle içinde kullanılır. değil mi? ama öğrenirsiniz ki sonradan bir de insanların allah 'ı olurmuş. mustafa kemal atatürk 'te o' nun kuluymuş. saygıdan ötürü cümle içinde büyük kullanırsınız atatürk 'ü ama işin ucuna allah takılır.
kısaca herkes bilir ki aslında bir atatürk düşmanlığı yoktur. ancak ben bir din mensubuyum, bu din allah 'ın ve peygamberi muhammed ve ben bir "insan" olarak en çok onu sevip saymalı, onun dediklerine itibar etmeliyim. peygamber sevgisi kan bağından bunca üstün iken atatürk 'ten üstün tutulmasını beklemek biraz yavan kaçmaktadır. ama aynı peygamber büyüklerimize nasıl davranmamız gerektiğini de söylemiştir.
kimse iddia edemez ki atatürk rakı içtiği için sevilmiyor diye. ortada dediğimiz gibi bir sevilmeme meselesi yok çünkü. herkesi sever iken şefaati onun için istememek bu iddiaları dillendirenlerin isteğidir. dört gözle bunu beklerler, hesapları ona uysun diye. şüphelerini, zanlarını haklı çıkarmak adına istemedikleri kötülük olmaz.
edit: başlık altındaki tüm entarileri okuyacak halimiz olmadığından ifade edeyim ki enderun sevgiler ile atilla yayla 'yı deliler gibi savunmuşuz. aşağı yukarı aynı sözlerle. aradan kaç gün geçti şimdi gözüme çarptı. ne ayağız lan biz!