kelebek etkisi

entry136 galeri video1
    111.
  1. Görünen o ki Böyle bir etki var. Fakat tek yönlü değil. Hayır ve şerr olarak. Önemli olan hayra vesile olabilmek.

    --spoiler--
    Bir başka olumlu örneği, Hac veya umreye giden kardeşlerimiz ve akrabalarımızdan duymuşuzdur; “Ufak tefekler, çok terbiyeli çok efendiler, çok iyi Müslümanlar”. Gıpta ile bahsedilen övgü ile anlatılan kimseler Endonezya Müslümanları. Peki, ne olmuştu da Endonezya’da islamiyet bu kadar güzel yaşanır, uygulanır olmuştur ve diğer Milletler nezdinde de takdir almıştır.

    Endonezya Nasıl Müslüman Oldu?

    Kendi halinde bir tüccardı. Bir gün kumaşları gemiye yükledi. Endonezya’ya gitti, oraya yerleşti. işini orada devam ettirdi. Kumaşları kaliteliydi. Tam da halkın aradığı cinstendi. Kendisi de kanaat sahibi bir insandı. Kazancı az olsun, temiz olsun düşüncesindeydi. Bir gün işe geç geldi. Eleman iyi bir kâr elde etmişti sattığı mallardan.

    Merak etti, sordu: Hangi kumaştan sattın?

    Şu kumaştan efendim.

    Metresini kaça verdin?

    On akçeye.

    Nasıl olur?” diye hayret etti, Beş akçelik kumaşı on akçeye nasıl satarsın? Bize hakkı geçmiş adamcağızın. Görsen tanır mısın onu? Eleman gitti, müşteriyi buldu, getirdi.

    Dükkân sahibi müşteriyi karşısında görür görmez, helâllik istedi ve fazla parayı müşteriye uzattı. Müşteri şaşırmıştı. Böyle bir durumla ilk defa karşılaşıyordu.

    Ne demekti hakkını helâl et?

    Olay kısa sürede dilden dile dolaştı. Çok geçmeden kralın kulağına kadar vardı. Sonunda kral kumaş tüccarını saraya çağırdı.

    Kral sordu: Sizin yaptığınız bu davranışı daha önce biz ne duyduk, ne de gördük. Bunun aslı nedir?

    Ben, dedi tüccar, bir Müslüman’ım. islâm dini böyle emreder. Müşterinin bana hakkı geçmişti. Dolayısıyla kazancıma haram girmişti. Ben sadece bir yanlışı düzelttim.

    Kral, “islâm nedir, Müslümanlık nedir?” gibi peş peşe sorular sordu. Birer birer sorularını cevapladı.

    Kral ilk defa duyuyordu böyle bir dinin varlığını. Fazla zaman geçirmeden islâm’ı kabul etti. Daha sonra kısa süre içinde de halk Müslüman oldu.

    250 milyonluk nüfusa sahip olan bugünkü Endonezya’nın Müslümanlığı kabul etmesindeki sır sadece beş akçelik kumaştı. Yapılan tek şey vardı sadece: inandığı gibi yaşamak, sahip olduğu güzellikleri çevresiyle paylaşmaktı. Efendimizin müjdesi herkese açık: “Doğru ve güvenilir tüccar, kıyamet gününde peygamberler, sıddıklar (doğrular) ve şehitlerle beraberdir.” Yani, asıl etkili olan söz dili değil, hal diliydi. Konuşmaktan çok yaşamaktı. Anlatmaktan ziyade davranış dilinin devreye girmesiydi. (Kaynak: Mehmet Paksu, iman Hayata Geçince.)

    Endonezya’daki Müslüman tüccar Endonezya Müslüman olsun amacı ile bu hareketi yapmadı. Müslüman’ın yapması gerekeni yaptı. Netice hayırlı oldu.

    Müslüman’a yakışan dürüst, adil, sözüne güvenilir, emin bir Müslüman olursak hayırlı neticeleri Mevla’m bizlere nasip edecektir.

    Bizlerde kendi çapımızda bir kelebek etkisi oluşturabiliriz.

    Belki Amerika’yı Müslüman yapamayız veya Obama’yı, Hz. Ömer yapamayız. Bizler Müslüman’a yakışır tavır sergilediğimizde adil Ömerler çıkacaktır. Endonezya gibi ülkeler yâda topluluklar Müslüman olacaktır.

    Olmuyorsa da bizler gücümüzün yetmediğinden sorumlu tutulmayacağız. Gücümüzün yettiğinden sorumlu tutulacağız. Yani işyerimizde, bulunduğumuz ortamlarda islami bir tavır sergiliyor muyuz? işverensek islami bir tavır sergiliyor muyuz, çalışanımızın hakkını veriyor muyuz? Çalışan isek işverenin malını koruyup, hakkıyla işverenin malını koruyor muyuz?

    Bizler Bu tür davranışlar sergilediğimizde kendi çapımızda iş arkadaşımızın, komşumuzun, akrabamızın hidayetine vesile olabiliriz.

    Peygamber efendimiz (sav) Hz. Ali’yi Hayber Gazvesine gönderirken şu hadisi zikretmiştir:

    “Ya Ali senin vesilenle bir kişinin hidayete ermesi üzerine güneşin doğduğu her şeyden daha hayırlıdır.” ( Buhari sahih, cihad 4.58 _Müslim sahih fedailül ashab 2406.)

    http://www.gencbirikim.ne...uslumanin-kelebek-etkisi/
    --spoiler--
    1 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük