Dünya halinden kaçıp yalnızlığına tutuldun
Yeri geldi can düşmanın acılara tutundun
Eriyene kadar yakıp aydınlatan bir mumdun
Şimdi söyle, ne buldun da ne umdun?
Yalan söylemiş gökteki yıldızlar bize
Yer bırakmamışlar yeşillikte filize
Sonumuzu bile bile yaşadık ömrümüzü
Acıları çeke çeke körelttik gönlümüzü
Hasetinden çatlayıp ağlayan bir buluttun
Belki de yalnız gezenlere bir umuttun
Kapılma rüzgarlara; ne etin, ne budun?
Şimdi düşün, ne ettin de ne buldun
Saçın güneş, gözlerin gök, yüreğin yaşlı bir amca
Yaşlanmış gönlün dört acı arasında kalınca
izle ve gör, boşuna yaşandı her şey bu dünyada
Hepimizden daha namuslu çıktı küçük bir karınca