Çok özlediğim birisi var. E var ne yapayım. Nedenini az önce çözdüm. içerisinde yanan bir hayat ateşi var. Sanırım bende bu yokmuş uzunca süre. Sanırım ben yerkürenin sakin ve yalnız tarafındaymışım. Şöyle canlanıyor gözümde ben bir çocuğum. Başlangıçta öylesine neşeliyim ki koşuyorum koşuyorum zıplıyorum. Sonra hooop ayağım kayıyor düşüyorum. Sonra hiç eskisi gibi olamıyorum. Sonra ben yollara düşüyorum bu çocuğu bulmak için. Ve ben bu çocuğu bir adamda görür gibi oluyorum. Ona diyorum ki hadi bana beni hatırlat. Hadi benimle dans et. Ama işin kötüsü bunları hep içimden içimden söylüyorum. Çünkü o varoluştan o kadar uzaklaşmışım ki nasıl elimi uzatacağımı bilemeyip kaçıyorum ondan. önce çok uğraşıyor diyor ki haydi piste gelsene sana bir şarkı söyleyeyim senin için bir şeyler çalayım sen de dans et. hayır desem de evde dans etmeye başlıyorum kendi kendime. Ama bu reddedişlerim öylesine uzun sürüyor ki o da çok yoruluyor. Eh biraz da yalancı zaten. Bakıyor şöyle bir etrafa dans etmek isteyen başkaları var. Pekala diyor benim için önemli olan da dans etmek değil mi zaten kim olduğu ne fark eder. içindeki bana ait çocuğu da alıp gidiyor. Ben de yeniden ayağım kayıyor gibi hissetmeye başlıyorum. Ayağımın altındaki toprak çözünüyor gibi oluyor. Ama inat değil mi duruyorum üstünde. içine çekemiyor beni. Önümde bir yol uzanıyor. Güneş ışıkları yolu ısıtıyor. Yürüyorum.