Buraya en son entry girdiğimde asansörde paldır küldür bitmek bilmeyen telaşelerin peşinden koşup bir yazarın sözlükten ayrılışını görüp garip düşüncelere dalıyordum . Evet bunlar sadece dördüncü kattan aşağı inene kadar yaklaşık dört saniyede dört dakikalık duygular yaşayıp dört günlük koşuşturma planı yapıyordum. Aradan geçen zaman yaklaşık bir yıl . Şimdi evimde uzanırken dört saniyenin dört yıl gibi geçmediğini hissediyorum. Biten okul akabinde kpss bekleyişi ve işsizlik , üniversite dost olanların arkadaş ; arkadaş olanların tanıdığa dönüşmesi ve günlük 8 saat ders çalışıp arkasından ödül niyetine görüp içimdeki boşlukları hafifleten kalbimin içini artık görememek bana bahar yaşta güzü yaşatıyor. Babamın bu halimi görüp dünya yıkılmış altında kalmış gibi duruşun boşuna oturda biraz kafa dinle diyişi beni parlayacak anda söndürüyor. Günlük 80 kez yarınlar yok gibi düşüncelere dalıp atanma haberlerine bakıyor aburcubur yiyip hayatı daha çekilmez Hale getiriyorum. Okunacak kitaplar gidilecek memleketler sevilecek insanlar var diye bir yıl sabretmiştim ben bu boşlukta en çok azmimi özlüyorum. Beni anlamıyorlar bu yüzden sorulan sorulara verdiğim cevaplar bilmiyorum bilmiyorum bilmiyorum. Gerçekten önceki ben nerde bilmiyorum...