bir gün başka bir sabaha uyanırsın, aklında biri, fikrinde ismi, kalbinde cismi.
bakarsın gözlerine, görürsün ki değişik, dokunursun yüreğine anlarsın ki karışık.
sebepsiz bir telaş sarıverir etrafını.
zamansız bir gülümseme mesken beller dudaklarını.
bir sakarlık bulaşır ellerine.
hayaller gözlerinde gözlerin pencerelerde,
yabancısı olduğun bir şey gelir, yabancılaştırır seni kendine,
aşk gelir selam verir yüreğine,
lakin aşk önce savaşacak
yenmesi gereken bir gurur var ortada ancak,
mümkün değil ki üstesinden gelmek
gurur hep önde hep başı dik duracak
sonunda ne olacak?
aşk bir sakar aşığın elinden düşüp kırılacak,
giden gidecek
kalan arkasından bakacak,
yüreğinde bir yabancı,
gözlerinde bir acı,
hoşçakal bile içinde kalacak,
çünkü ne sevdiğini söyleyebildi ona
ne gözlerinin içine bakabildi.
şimdi giderken o arkasında bıraktığı enkazdan habersiz
içi rahat belki yüreği temiz.
ortada birine söylenen bir elveda olmasa da
kalan gidenin aklında kalmasa da
bir karşılık yoksa da
bir arkadan bakan varsa eğer
bir seven bir özleyen,
bu bir vedadır,
gerek yok hoşçakala.