bu pembe dilli kızı ilk gördüğümde izlemeye doyamadım. öylesine güzel, zarifti ki... bir o kadar da şımarıktı. bir kediden kapris beklemezsin aslında, 'süslü' öyleydi.
mahallede bir kadın bakıyordu, eve girip çıkan bir kediydi. hamile kaldı, geldi dükkanda doğurdu. kadın günler sonra hatırladı kediyi, geldi aldı gitti. kızını gönderip mama istetti yarım saat sonra. mamasını da versinler bari demiş, kızı söyledi. sorumsuz.
verdik mamayı. bebekleri bir daha göremedik.
sonra evlendi kadın. 50 yaşında telli duvaklı, kına geceli düğün yaptılar 'taze geline'.
kadın gitti.
kedi kaldı.
dükkana ilk gelişini hatırlıyorum... sürüne sürüne, aç susuz geldi. o kusursuz halinden eser yoktu. yaklaşmadı bize. insanlara küstü. geride bırakılan herkes gibi.
uzun güzel tüyleri döküldü. kuyruğu söndü güzel kızın. depresyonun kedi hali oldu birkaç haftada. ölmeyecek kadar yedi içti ve gitti. taze geline mutluluklar dilemedim.
kadının balkonuna doğurduğu yavruları getirdi ağaçtan tırmanıp.taa ikinci kattan,daldan dala atlayıp bebek taşıdı. yavrulara dokundurtmadı. bebekler büyüdü, anne gitti. o sıralar bize bakıp miyavlamaya başlamıştı.
yeni yeni geliyor kendine. yeni atlattı terk edilmeyi. insana güveni yeni geldi.
yine bebekleri var, nerede bilmiyorum. gelip gözlerini dikiyor bize, kapıdan fark etmemiz için. yemeğini yiyip gidiyor. atladı geçen gün masaya uzun uzun yolu seyretti. anlam vermeye çalışır gibi. cevap bulamadı herhalde. su doldurdum kendime o sıra. baktı göz ucuyla, tıpır tıpır geldi yanıma. sen sıranı bekle diyip daldırdı burnunu suya. Bir kaç kare yakaladım. azıcık sevdirip çıktı dışarı. geri geliyor cilveli hali. güvenmeye başlamış sanki, eskiye sünger çekmiş. zarar vermeyeceğimizi biliyor aslında, yine de tamamen inanmıyor bize. sadece insan değil herhangi bir canlının güveni kırıldığında tamir olmuyor.
hala kadının evine bakıyor küçük başını kaldırıp. hiçbir zaman eskisi gibi olmayacak.