gereksinimler, çağa uygun yaşam anlayışları ve çağlar boyu süregelen kültürel birikimlerin, islam dini ile harman edilmesi sonucu ortaya çıkan ve islamın; insan yaşamına ve kültürel değerlerine yönelik aşırı müdahaleci tavrını red eden islam anlayışıdır.
aşağıdaki metinden de anlaşılacağı üzere, anadolu insanı, sünni islam'a oldukça büyük direnç göstermiş ve islamın başlangıcından itibaren geçen yüzlerce yıl boyunca, heterodoks islam anlayışı etkinliğini sürdürebilmiştir. ta! ki, büyük türkmen katili; yavuz sultan selim'e kadar.
" Çok sayıda belgede de görüldüğü gibi osmanlı devleti'nin temelini atan Süleyman, Ertuğrul ve Otman beyleri, dini tutuculuk içinde, cihad peşinde koşan islam gazileri olarak göstermek objektif tarihi gerçeklerle bağdaşmıyor. Bir yurt tutmak ve orada kalıcı olmak ereğiyle yurt arayan bu insanlar, Anadolu'yu bir baştan bir başa geçmiş, onlarca ırk ve inançla tanışmış, kişisel olarak heteredoks halk islam'ı anlayışının devamında karar kılmışlardı.
Bu inancın günümüzdeki izdüşümü ise, hem de hiç kuşkuya yer vermeyecek kadar açıktır ve halen Alevi-Bektaşilik olarak yaşamaktadır. Nitekim bu, sathi olarak nitelenen heteredoks islam inancının bir sonucudur ki, Osmanlı kurucuları, Konya Selçuklu Devletinden daha çok, özellikle ve bilinçli bir biçimde Bizans imparatorluğu ve islam dışı çevrelerle ilişki kuruyor, gerektiğinde ittifak yaparak Bizans'a yapılan saldırıları bertaraf ediyorlardı. Bununla birlikte, Anadolu Selçuklu Devletinin tepkisini almamaya da özen gösteriyor, Sultan II.gıyaseddin Keyhüsrev yönetimine saygıda kusur etmiyorlardı.
Batıni inancının doğal hoşgörü ve toleransı, Otman'ın insan ilişkilerine zenginlik-çeşitlilik katıyor, farklı kesim ve mensubiyetlerle kolaylıkla dostluk kurmasına ve başarısına büyük katkılar sağlıyordu. Harmankaya Tekfuru Bizans'lı Köse Mihal, Otman'ın yoldaşı ve müttefiki idi. Köse Mihal ve Otman Gazi'nin yakın adamları ve hizmetçileri genellikle bu Harmankaya'nın Bizans'lı yerli halkı arasından seçilirdi ki, o derece güvenilir adamlardı... otman, Çevre beyliklere ve obalara yapılacak saldırılara Mihal'le birlikte karar verir, onlardan gelen saldırılara da yine birlikte karşı dururlardı.
insanı merkez alan Batıniliği terk ederek, kadın ve kızlarımızı, mirastan mahrum etmek, erkekle eşit saymamak; sarığa, peçeye, tesettüre ambalajlamak bünyemizi bozmuştur. Bilimin yolunu, aklın öncülüğünü bırakıp, resim, sanat, müzik, felsefeyi dışlayarak ecdadımızın binlerce yıldan bu yana alıp getirdiği ve bizlere emanet ettiği koca bir kültür birikimini din-iman adına; doğma'ya terk ederek, bünyemize uymayan bir kültüre teslim olmak nasıl bir aklın ürünüdür?
Bu soruların makul bir yanıtı olmadığı gibi, kendimizden kaçmanın olanağı da yoktur. Anadolu'nun yerlisi için söylenecekler ayrıdır. Ama kökeninin Orta Asya olduğunu söyleyen ve buna inananlar bir şeye daha inanmak zorundadır; Orta Asya'dan Anadolu'ya intikal eden Türkmenler arasında, Sünni Türkmen aşireti yoktur. Bu konuda bütün otoriteler fikir birliği içindedir."