Yazarların içlerinden öyle geldiği için, kime olduğunu kendileri de bilmeden, samimi bir biçimde ifade etmek istedikleri düşünceleri, duyguları veyahut davranışlardır.
Hayatım boyunca çokça haksızlığa uğramış biri olarak -bu kimi zaman ihanet, kimi zaman iftira, kimi zaman da yalan olarak zuhur etti- hiçbir zaman beddua etmedim. Herkese iyi niyetle yaklaştığım halde çoğunlukla tam tersi karşılık gördüm. Muhatabım olan kişi ne kadar kötü düşünceli, ne kadar fesat, ne kadar yalancı da olsa kin gütmedim. Tüm bunlara rağmen, bana kendimi kötü hissettiren, beni üzen kim varsa er ya da geç misliyle karşılığını aldı. Üstelik bu hakediş sahnesine her defasında bizzat şahit oldum.
Demem o ki, ilahi adalet var arkadaşlar. Sizin gücünüz yetmese de er ya da geç yerini/kişisini bulur.