şehirler

entry3 galeri
    2.
  1. şehir kelimesinin çoğuludur. tıpkı ruh halinizde olduğu gibi...

    kimi gün ruh haliniz siner şehirlere, şehir mahzun olur, şehir mahcup olur, şehir mağlup olur. iki numaralı koltuğun arkası bomboşmuş gibi, koca otobüse hüzünler doldurup götürürsünüz gittiğiniz şehirlere. yabancı bir şehrin terminalinde sabah soğuğunu içinize çektiğinizde, şehrin en masum dakikaları içinizi ısıtır. kimi gün de şehrin ruh hali siner size. yaşlı, unutulmuş, itilip kakılmış bulursunuz ruhunuzu. döndüğünüzde memleketinize, her şeyi bıraktığınız yerde ararsınız. sanki giderken akreple yelkovanı götürmüştünüz de yanınızda!

    sivas - gönül
    tokat - yeşil
    kayseri - mamur
    eskişehir - sıcakkanlı
    amasya - dağ
    yozgat - delikanlı
    istanbul - kendini her şaire satan dilber
    yalova - yosun
    izmir - denizin ana vatanı
    çimkent - durak
    almatı - cetvelle çizilmiş şehir
    türkistan - aşk
    taraz - tarih
    gümüşhane - dağ
    bartın - süpriz
    antalya - mucize
    bursa - osmanlı
    ankara - gurbet
    çorum - leblebi kokusu
    kırşehir - hacı bektaş, aşık paşa
    kırıkkale - tenha
    efes
    phaselis
    keles
    türkibas
    olympos
    çıralı
    ağva
    şile
    merzifon
    abant
    gerede
    bolu
    göreme
    çavuşin
    çorlu
    divriği
    amasya
    dörtyol
    osmaniye

    vs.

    yorgun ruhlar için bütün yabancı memleketlerin en güzel ortak tarafı, ilk akşamındaki temiz bir yatak ve güzel bir uykudur. kendi hayatınıza dışarıdan bakan bir çift göze dönüşür hatıralarınız. ikinci akşam, geç kalmışlığın verdiği hoyratlıkla yanıbaşınıza sokulur gariplik. yabancı sokaklar, bilinmeyenin verdiği tedirginlik, aidiyet duymamanın verdiği huzursuzluk... yine de her şehrin delisi ve dilencisi tanıdık gelir yabancıya, her yabancı da deliye ve dilenciye.

    siz şehirlerin içinden geçersiniz, silinir gider kiminden izleriniz. şehirler sizin hayatınızdan geçer, hepsinden bir iz kalır mutlaka. kiminden bir çift yeşil göz bakar size, kimi leylak gibi kokar. kimi hiç olmadık zamanda hatırlatır kendisini, kimi hiç çıkmaz hatırınızdan.

    bir gün dünyanın bütün şehirleri gözünüze görünmez olur. her sokağını ezbere bildiğiniz şehrin bir mahallesinde oynarken bulursunuz kendinizi. akşam... hava kararmak üzere, az sonra eve çağrılacaksınız. oysa yeni ayakkabınızla topa vurmaya doyamadınız daha. gönlünüzün burkulması bundan mı dersiniz?

    açıkça söylemek gerekirse zamanın da şehirleri vardır. hatıralarınızda sokak sokak yerlerini alırlar. kiminde ilk aşkınız oturur o sokakların, kiminde okuldan kaçtığınız ilk günün macerası. bir valizle gurbete indiğiniz ilk akşamın şaşkınlığı, babanızın size gururla baktığı bir karne günü hep birbirine komşudur. siz en çok, okula başladığınız zamanın yaşadığı şehirde yaşarsınız.

    dahası, şehirlerin de zamanı vardır. onun hikayesi gönül kanatır. bir selçuklu nakışı imdat der betonların arasından. oturup saatlerce dertleşirsiniz. keşke bir nakış olsaydım taş ustasının elinde diye düşünmek işten bile değildir. kimi şehirler vardır, tembeldir zamanı. bin yıl aynı vakitler dönüp durur. kimbilir, belki de vefalı demek lazım. kimi şehirlerde yelkovan, takvim yapraklarıyla yarışır.

    34, 06, 23, 59... hangisi sizin şehriniz? ahmet turan alkan, bir bayram sabahı uyandığında nerede olmak istiyorsa insan, oralıdır demişti.

    benim formülüm; öldüğünde nereye gömülmek istiyorsa insan oralıdır.

    ve benim şehrim; canımın canı, iki gözümün nuru, ruhumun mimarı, ömrümün mükafatı, sivas...
    2 ...