kıyamet, kaçış nereye kaçıyorsa. amerikan sinemasının kıyamet işlendiği zaman sürekli birşeylerden kaçılan senaryo konsepti bu filmdede karşımıza çıkıyor. sudan, sabundan, lavdan, uranyumdan, plutonyumdan koşarak kaçan kahramanlarımız sonunda kurtuluyorlar. artık biliyoruz ki divan edebiyatı'nın nasıl gülleri ve bülblleri varsa bu tarz felaket filmlerininde koca-babaolarak başarısız olmuş kahramanları var. aç gözlü ve bencil olmayı canıyla ödeyen kötü adamlar, amerikan başkanı ve sözleri asla dinlenmeyen bilim adamları var. bu filmde ki bir sahnede resmi ağızlar der ki '' ey ahali brooklyn yaylasına gitmeyin'' tabii bu açıklama şehir ebesininkini tersten görülünce yapılıyor.
hikayenin merkezinde ki aile tam evden çıktıkları sırada içeriden bir havlama sesi geliyor. ne oldu ? köpek kaldı. evin şımarık piçi ''saymııınn'' diye ortalığı birbirine katıyor. tabi baba türk olsa sıçtırma saymınına yürü diyecek ama mevzu tam da bu sebeple amerikada gerçekleşiyor.