bugün iki müşteriye gittim. birisine mal götürdüm, diğerinden de çek alacaktım.. neyse, uzatmıyayım. ilk önce,, diyarbakırlı makinacı müşterimze gittim çek almak amacıyla. adam bursa'da tanınan sert mizaclı bir adam, tahimn edileceği gibi kürt. neyse fabrikaya girdim arabayı yanastırıp, hemen yukarı çıkıp çeki alıcam, oradan da malı bırakıp fabrika'ya dönücem. neyse, bir telaş yanaşacaz derken önde duran arabaya çarptım. araba x6 şu 300 milyar liralık olan araba. neyse,kendi kendime son duamı edeyim dedim. çarptığım araba benim arabadan tam 20 kat değerli, adam da tahmin edebileceğiniz gibi... neyse, işçiler toplandı başıma, hemen patronu çağırdılar. tabi benim dünyam karardı. bizde çok taşşaksız sayılmayız, ama ne bileyim adam aşiret, hem de çok zengin. adam geldi, heralde ne kadar tırsmış olduğum gördü ki hemen etrafta toplananlara bozuk şivesiyle, ''hadi dağılın ne duruyorsunuz burada'' dedi. herkes anında dağıldı. iyice endişelenmiştim ki, üzülme koçum dedi. kaza bu olur, cana gelmesin dedi. çok şaşırdım.. ''gel yukarıya çıkalım rapor dolduralım sen de bir su iç kendine gel'' dedi. ''tamam abi'' dedim. neyse çıktık odasına, kral dairesi gibi. sohbet, muhabbet derken doldurduk kağıtları beni kapıya kadar yolcu etti resmen dumur olmuştum.
buradan mal götüreceğim fabrikaya gittim. bagajdaki bütün malı bana indirtmelerine ses çıkarmadım. fabrika müdürü bozuntusu adam ben bunu yaparken başımda durdu beni aşşağılarcasına. daha sonra irsaliye'yi hemen yanı başına koydum, ''elime vereceksin'' dedi, ''tamam'' dedim. onu iyice sinirlendirmiştim, daha sonra bu hareketlerinden mütevellit, yüzümün asıldığını görünce, daha fazla üzerime geldi. ''işine gelmiyorsa bas git'' dedi. ''tamam abi'' giderim dedim. ''ne diyorsun lan'' dedi bana. ''bir şey demedim'' deyince, ''bekle gitmeyeceksin fabrikanı arıyacam'' dedi. ''tamam beklıyım'' dedim. bu sefer daha çok üzerime gelmeye başladı. halbu ki bu adamın şivesi çok düzgündü, hem yakışıklıydı, resmen beyaz türk benim gibi... orada onu sikip çoğaltabilirdim, küfür de edebilirdim, çünkü; o bir bok değil. belki bende değilim, ama onun kadar aşağılık olmadığım kesin. uğraşmak, seviyesine düşmek istemedim, bastım, gittim. fabrika'ya geldim, şikayet etmiş beni. babam dan bir araba fırça yedim, ama üzerinde durmadım yine de lanet ettim.
bugün insanlığın doğum yeri ile, ırkı ile alakası olmadığını öğrendim. böyle adama, böyle 10 tane bursalıyı, hemşerimi değişmemem gerektiğini öğrendim...