Halife olunca, hazinenin başına getirdiği Ammar'a hazinede ne kadar para olduğunu sorup 300 bin dinar olduğunu öğrendikten sonra bunu aylık almayı hak eden 100 bin kişiye eşit olarak yani herkese 3 dinar olarak dağıtılmasını, kendisine de 3 dinar ödenmesini emretti. Ama bu kararı müslüman toplumun önde gelenlerini memnun etmedi. sehl bin Huneyf gibi öteden beri onun hilafet hakkını savunan birisinin dahi yanına gidip "Ya Ali, filanca düne kadar benim kölemdi, sen ona ne verdiysen bana da onu verdin" diye yakındığı söylenir.
Talha, Zübeyr, Abdullah Bin Ömer, Said Bin As, Mervan gibi hepsi valilik bekleyen ve Müslümanların gözünün içine baktığı pek çok isim rahatsızdı. Örneğin Velid Bin Hutbei "Osman'ın verdiği kadar vermezsen, seni bırakır, Şam'a gider, Muaviyeye katılırım diye tehdit bile etmişti Hz. Ali'yi. Toplanıp heyet halinde halifenin yanına gittiler ve "Bizim resulullah'a yakınlığımız var, savaşlarda bulunduk, Ne Ömer böyle verirdi ne Osman. Sen bizi herkesle bir tutuyorsun." diye dert yandılar. Anlatılan o ki, Hz. Ali haddinden fazla açık sözlü, kimine göre patavatsız bir kişidir Hz. Ali. Yani lafı zarfa koymayı seven biri değildir. Nitekim bu yüzden Hz. Peygamber'in sağlığında değişik olaylar vesilesiyle Hz. Ayşe dahil öfkelendirip kendinden uzaklaştırdığı çok insan vardır. Hz. Ali kendisine geln heyete de bu yönüyle seslenir: "Benden önce mi müslüman oldunuz? sorusunu yöenltti..."HAyır" dediler. Sonra peygambere siz mi yakınsınız, ben mi? diye sordu. "Elbette sen" dediler. "Hanginiz benim kadar savaştı" diye devam etti. "Senin gibi savaşan yok" dediler. Bunun üzerine Ali "Allah'a yemin ederim ki, benimle işçim arasında fark gözetmem" dedi. Sonuç malum... Kufe ve Basra valiliklerini isteyen ama alamayan Talha ve Zübeyr isyan ettiler. Camel Savaşı'nda yenildiler de. Ama Ali'Nin Muaviye'ye karşı kurduğu orduyu zayıflattı bu hareketleri. Ve Sıffın'da Muaviye'nin karşısında çıkan Hz. Ali savaşı kazanmak üzereyken kendisini hakemlerin adaletine teslim edince mukadder akıbet geldi.
Hz. Ali'nin kardeşi Akil bile ağabeyinin hilafetinde zenginleşmeyi bekleyip amacına ulaşamayınca Muaviye'nin yanına gidip onun bol bol dağıttığı servetten yararlanmayı seçmiş, bir rivayete göre Sıffın'da savaşa katılmamakla birlikte Muaviye'nin yanında saf tutmuştu.