Osmanlıca ya da osmanlı türkçesi arap-fars alfabesine uyarlanmış türk diline denir eski anadolu türkçesinin uzantısı olan bu dil genelde istanbul ve çevresinde yaşayan aydın,memur ve yöneticiler tarafından kullanılmış olup hiçbir dönem halkın dili olmamıştır zaten osmanlıca da konuşulan dil yine bizim bildiğiniz türkçedir halkın konuştuğu dil güneydoğu anadolu ağzı,karadeniz ağzı,ege ağzı deriz ya işte onlardır ki dadaloğlu,köroğlu gibileri de halktan olup bizim anladığımız sade türk dilini konuşmuşlardır
Genetik olarak gerçek türkler anadolu nun her yerinde vardı hatta suriye,gürcistan a da gittiler isyancı türkmen aşiretleri genelde alevi olan kızılbaş ve şahsevenlerdir onlar da terekeme,padar gibi azerbaycan da ki türkler ile birleşerek günümüz azerbaycan türklerini ortaya çıkarmışlardır olay bu yoksa çorum,yozgat,aydın,adana,trabzon istediğin yere bak hangi türk aşiret hangi taife hangi cemaat yerleşti bir bir görürsün zaten osmanlı arşiv ve belgelerinde hepsi yazılı
Ayrıca başka yazında türkmenler türk değil arap ve farslarla karışmış türk'e benzer insan diyordun şimdi onlar safkan türk siz değilsiniz diyorsun basbayağı provakatörlük işte
Senin romalı dediğin herhalde kapadokya yunanları mübadele'den önce kapadokya'da ilginç bir toplum yaşıyordu ve bu toplumu türkçe konuşan müslümanlar, rumca konuşan hıristiyanlar ve türkçe konuşan hıristiyanlar meydana getiriyordu. yörede bir de henüz din ve dil bakımından iyi tanımlanmış olmayan küçükçe bir ermeni cemaatinin bulunduğu kaydedilmelidir. mübadele ile rumca konuşan hıristiyanlar da hiç rumca bilmeyip yalnızca türkçe konuşan hıristiyanlar da yunanistan'a gitmek zorunda kalmışlardır. karamanlıların konuştukları dilin yunan alfabesiyle yazılan türkçe olduğu doğrudur ama o adına kapadokya yunancası denen dil değildir. kapadokya yunancası türkçenin ağır etkisi altında evrilen bir yunancadır, öyle ki düşünmek fiili dahil pek çok türkçe kelime içerir ve hatta kısmen ünlü uyumu gözetir. ilk fırsatta kaynak adı vermek üzere konuya döneceğim
1071 yılında malazgirt meydan muharebesi'nden sonra kapadokya lehçesinin yunanca konuşulan diğer yerlerle bağlantısı kesildiğinden, bu tarih, lehçenin gelişim sürecinin durmasının başlangıcıdır. bununla birlikte, türkçe çoğunluk dili hâlini almıştır. iki halk arasındaki hızlı kültürel etkileşim yunancadan ayrılmaya başlamış olan kapadokya lehçesini, daha da başka bir çehreye bürümüştür. türkçe seslerden, sesli uyumlarına kadar birçok konuşma ve yazı kuralı bu dile girmiştir. dimotiki lehçesinde hiç bulunmayan, "ü, ö, ş, ç" seslerinden, cümledeki öge dizilişine kadar birçok kural bu dile geçmiştir bu bile bölgenin nasıl türkleştigini ve türklerin çoğunluk olduğunu anlatmaya yeter
Ayrıca genetik araştırma istedim hala atmadın.
Edit:Osmanlı Sarayı’nda da “Uygurca” bilen katipler vardı. Mesela, Fatih'in Otlukbeli Savaşı'ndan sonra Özbek Hanı'na gönderdiği zafername Uygur alfabesiyle yazılmıştı. Uygur Alfabesi, 18. yüzyıla kadar kullanılmış sonra tamamen unutulmuştur işte bu uygur türkleri eretna beyliğinden arta kalan uygur türkleridir.