dhkp c

entry971 galeri video5
    28.
  1. öncelikle oral çalışlar ile yapılan röportaj:

    E. Kılıç: Sol örgütlerin iddianamede [Ergenekon iddianamesinde] yer alması ilginç değil mi?
    O. Çalışlar: Sosyalistlerin çok bulaştığı kanaatinde değilim. işçi Partisi var, onun dışında da yok.
    E. Kılıç: DHKP-C?..
    O. Çalışlar: Onların ne kadarı soldu, ne kadarı devletle ilişkiliydi bilmiyoruz. Bunlar devlet kuvveti miydi, devlet onları ne kadar yönlendirdi? Zaten şüphelerimiz vardı. Ergenekon belki de bunların netleşmesi bakımından imkân yaratacak. Ama sol hareket bunun dışında.

    dhkc sitesinde oral çalışlar' a verilen cevap sert olmuştur:

    Sana kim veriyor kimin sol olup kimin sol olmadığını belirleme yetkisini?
    Sen kimsin? Aydın Doğan'ın gazetesinde bir köşe kapan, Bush'un Türkiye'yi ziyaretinde Amerikan emperyalizmi tarafından "akredite" edilen Oral Çalışlar'ın haddine mi bunu belirlemek?!

    Senin sosyalistler dediğin, sol hareket dediğin kim peki Oral Çalışlar?

    Sana göre sol, ihbarcı işçi Partisi ve Radikal-Taraf solculuğundan ibaret anlaşılan. Öyle ya, devletle uzlaşmayan, devlete karşı silahlı mücadele veren herkes "sahte sol"dur sana göre.
    Ama senin gerçek solculuğunun ölçüsü ne?
    Hikmet Sami Türk'lere, Ecevit'lere övgüler dizmek mi mesela?
    Her yazında yemin billah devrimci direnişlere ne kadar karşı olduğunu söylemek mi?

    Bütün bunlara rağmen, Oral Çalışlar ve benzeri ilerici, demokrat olma iddiasında olanların bu iddialarına saygı duyar, bu konuda atacakları en küçük bir adıma değer veririz; ancak iş, devrimci harekete açıkça kontrgerillanın ağzıyla saldırmaya varınca, orada durun!
    Orada artık demokratlığın d'sinden, aydın olmanın a' sından söz bile edilemez.
    Orada karşımızda yalnızca düşmanın söylediklerini tekrarlayan bir ağız vardır.

    Ergenekon'la devrimciler arasında bağ kurmak, dün devrimcileri "Moskof uşağı, Pekin uşağı" olmakla suçlayan karşı-devrimcilerin, faşistlerin söyleminin bugüne uyarlanmış halinden başka bir şey değildir. Dün şu veya bu şekilde bu söylemlerin hedeflerinden biri olan Oral Çalışlar, bugün aynı söylemi devrimcilere karşı kullanan bir duruma düşmüştür. Bu kendisi için kuşku yok ki trajik bir düşüştür.

    Devrimcilere saldırarak, kontrgerillanın karalamalarını tekrarlayarak devlete daha çok güven verebilir; AKP'nin "derin devletle hesaplaştığı, gerçek demokrat olduğu" teorileriyle AKP'nin gözüne de girebilir. Böylelikle düzen içinde yeni kariyerler, statüler kazanabilir, ama sol olduğu, aydın olduğu iddiasında bulunamaz.

    Devrimci hareketin tarihi apaçıktır. Teorimiz, pratiğimiz herşey ortadadır.

    Devrimci harekete yönelik iftira ve karalamaları ilk söyleyen Oral Çalışlar değildir.

    Bu iftiraların sahiplerine bugüne kadar hep şunu söyledik:

    Eğer bir iddianız varsa, bunu ispatlamalısınız. iSPATLAMAYAN ALÇAKTIR.
    Oral Çalışlar'a söyleyeceğimiz de farklı değildir.

    Oral Çalışlar'ın ukalaca, saygısızca, sorumsuzca ve düşmanca "ne kadarı soldu, ne kadarı devletle ilişkiliydi bilmiyoruz. Bunlar devlet kuvveti miydi, devlet onları ne kadar yönlendirdi?" diye sayıkladığı devrimci hareket, bugüne kadar 600'e yakın şehit verdi. Bu tarihe saldıranlar bilsin ki, her şeyden önce şehitlerimiz adına yapışırız yakalarına. Bu hareketin saflarında mücadele ettikleri için yüzlerce insan tutsaktır oligarşinin hücrelerinde. Bu harekete karşı kontrgerillanın ağzıyla alçakça yalanları tekrarlayanların yakasına tutsaklarımız adına yapışırız. Bu hareketin saflarında binlerce insan, emperyalizme, oligarşiye karşı mücadele ediyor. Adına ister Susurluk deyin, ister Ergenekon, kontrgerillaya karşı onyıllardır mücadele eden de ne AKP' ydi, ne Oral Çalışlar gibiler; o mücadeleyi de biz sürdürüyoruz; kan can bedeli mücadele eden yoldaşlarımız adına, hareketimize saldıranların yakasına yapışırız.

    Ergenekon iddianamesi, Veli Küçük ve benzeri kontrgerillacıların suçlarının tamamını ortaya koymaktan niye özenle kaçınıyor acaba? Oral Çalışlar'ın bu konuda bir fikri var mı? Kaybedilen 600' ü aşkın devrimcinin bir tekinin kaybedilmesi olayının bile bu iddianamede yer almamasının nedenini açıklayabilir mi?..

    Peki devrimcilere karşı gerçekleştirilen yüzlerce infaz, "bin operasyon" neden yok?

    Oral Çalışlar, bunları sorup cevaplarına kafa yoracağına ne yapıyor:
    AKP'ye övgüler yağdırıp devrimcilere küfrediyor.
    AKP'yi demokrat ilan edip, devrimcileri "devlet"le ilişkilendiriyor.
    Bu mu aydın tavrı? Bu mu demokratça? Bu, ne cehalettir, ne de süreci, olayları yanlış değerlendirmek olarak izah edilebilir. Bu kadar masum değildir.

    yüzlerce şehit vermiş, 39 yıldır faşizmle dişe diş mücadele veren bir harekete karşı bu alçakça iftiraları tekrarlamak tek kelimeyle ALÇAKLIĞA ORTAK OLMAKTIR.

    Oral Çalışlar, eğer sorumlu bir aydınsa, eğer demokratsa, bağımsızlık, demokrasi ve sosyalizm için mücadeleye bir nebze saygısı varsa, bu mücadelede şehit düşenlere bir saygısı varsa, devrimci hareketten özür dilemelidir.

    Yok eğer, kendini düzene kanıtlamak ve düzen içinde daha başka statüler elde etmek için devrimcilere bilinçli bir saldırı içindeyse, o zaman yolu açık olsun. O zaman ona bir aydın, bir demokrat gözüyle değil, başka gözle bakarız. O zaman, düzen nezdinde "akreditasyonu"nu pekiştirebilir, ama ilkeli, tutarlı sol kesimler içinde kendisini "akredite" edecek kimseyi bulamayacaktır.

    Devrimci Halk Kurtuluş Cephesi
    6 ...