anadoluda insanlar, örneğin bundan uzun yıllar önce tarlada çalışırken karpuzu ortadan ikiye böler bu sayede öğlen vaktinin kavurucu sıcağına rağmen o karpuzu soğumuş halde yiyebilmenin keyfini çıkarırlarmış.. aynı insanlar bir de yanlarında getirdikleri testiden (bilindiği gibi topraktan yapılan testiler çoğunlukla az da olsa su sızdırırlar) sıcağa inat yudumlarlarmış soğuk sularını...
örneği verilen bu uygulamalar ne zamandan beri yapılmaktadır bilinmez ama bilinen şu ki; dış yüzeydeki sıvının buharlaşmak için gereksinim duyduğu ısıyı iç kısımdan karşılamak suretiyle, iç kısmı soğutmaktadır. bu aynı olaya bilimsel bir bakış açısıyla bakmaktır ve muhtemeldir ki yakın geçmişimizde ıspatlanmıştır.
tarlasında çalışan masum köylüye fayda sağlayan bu uygulamalar küçük yaştan itibaren, ailesi, arkadaşları ve çevresindeki diğer insanlar tarafından öğretilmiştir. tıpkı din gibi değil mi? yani kendisi bunlara uzun süren deneyler ve araştırmalar sonucu ulaşmamıştır ama faydasını görmektedir.
evet belki kuranı kerimin muhtevasında bilimsel konular yüzde ikiyi geçmez ancak kuranı kerim insanlara öyle bir yaşam biçimi önermektedir ki; bazı insanlara hala 'ne alaka şimdi?' dedirten tutum, yaşayış ve davranışlar aslında bilimin hala ulaşmaya çalıştığı zirvede bulunmaktadır.
katıldığım önermedir. saygılar.