"rauf bey, bir millet var, koyun sürüsü... buna bir çoban lazım. o da benim... " diyen vahdettin için mustafa kemal atatürk nutuk'ta şunları yazmıştı...
"kamuoyunu, gerçek ile karşı karşıya bırakmayı tercih ederim. yanlış bir miras usulü sonucu olarak, büyük makam ve gösterişli bir ünvan elde edebilmiş bir alçağın, gururu çok yüksek, -soylu bir milleti nasıl utanç verici bir duruma düşürebileceği- o zaman daha kendiliğinden anlaşılır.biz türkler, bütün tarihimiz boyunca özgürlük ve bağımsızlığa simge olmuş bir milletiz. değersiz hayatlarını iki buçuk gün fazla, alçakça sürükleyebilmek için, her türlü rezilliği olumlu gören halifeler oyununu da sahneden kaldirabildigimizi gösterdik. böylece devletlerin, milletlerin, birbirleriyle olan ilişkilerinde, kişilerin, özellikle üyesi olduğu devlet ve milletin zararına da olsa, kişisel durum ve hayatlarından başka bir şey düşünemeyecek aşağılık insanların (hiç bir) önemi olamayacağı gerçeğini doğruladık.
milletin ilişkilerinde, mankenlerden (hükümdarlar, din adamları vs.) yararlanma yöntemini kullanma dönemine son vermek, uygar dünyanın içten dileği olmalıdır."türk milleti vahdettin'in çoban olmaya pek hevesli o sözlerinden kısa bir süre sonra 23 nisan 1920'de büyük millet meclisi'ni açtı... koyun olmayı değil egemen olmayı tercih etti. fakat ne yazık ki aynı mecliste bugün, aynı zihniyet ve aynı doktrinler sahnede.